2010’un en iyi 10 Fransız filmi

Fransa sinemanın doğum yeri olarak kabul edilir. Fransız sineması, kuruluşundan bu yana her zaman dünyanın odak noktası olmuştur. Fransa, seçkin film festivallerine ev sahipliği yapmasıyla da tanınır. Sinemanın Tadı...
post-title

Fransa sinemanın doğum yeri olarak kabul edilir. Fransız sineması, kuruluşundan bu yana her zaman dünyanın odak noktası olmuştur. Fransa, seçkin film festivallerine ev sahipliği yapmasıyla da tanınır. Sinemanın Tadı blogu, 2010’un en unutulmaz 10 Fransız filminin bir listesini yayınladı.

“Dokunulmazlar” (2011) – Yönetmenler: Olivier Nakas ve Eric Toledano

On yıla hoş bir dostluk hikayesi ve yeni fırsatlarla başlayan Omar Si ve François Cluse çok ilginç bir çift oynuyor. Kahramanınız, her yeri felç olan bir milyonere hizmet etmek için işe alındı. Ancak bu iş için gerekli becerilere sahip değildir. Yönetmenler bu filmde insan ruhunun sıcaklığını ve ışığını seyirciye aktarmayı başarmışlardır. Bu film aynı zamanda modern Fransız sinemasının dünyadaki ilgisinin açık bir örneğidir. Güzel film müziği, oyunculuk ve hikayenin kendisi filmi seyirciye sevdirdi.

“İki Gün, Bir Gece”  (2014) – Yönetmenler: Luke Darden ve Jean-Pierre Darden

Belçikalı görüntü yönetmenleri her zaman Fransız sinemasıyla yakından ilişkili olmuştur. Bu filmdeki ana rol, ünlü Fransız aktris Marion Cotillard tarafından oynanır. Küçük bir şirkette çalışan kahramanı, hafta sonu iş arkadaşlarını ikramiyeden vazgeçmeye ve işten çıkarılmamaya ikna etmek zorundadır. Kotiyar bu rolü çok iyi oynuyor, heyecan, zayıflık ve pişmanlık dolu. Kocasının (Fabrizio Roncone) desteğiyle hemen hemen tüm meslektaşlarının evlerine gider, kapılarını çalar, durumu açıklamaya çalışır ve zor da olsa herkesin ikramiyeden vazgeçmesini ister. Yönetimin sunduğu ikramiye bu yoksullar için yeterince büyük bir miktardır ve her birinin bu para için planları vardır. Ayrıca yönetim kirli bir oyun oynayarak bir durum yaratmıştır. çoğunluğun, ikramiyeden vazgeçme pahasına zor durumda olan bir iş arkadaşına yardım etmesi pek olası değildir. Kotiyar bu filmin bel kemiğidir. Filmde izleyici, sağlık sorunlarıyla uğraşırken kazancı için mücadele eden bir kadın görüyor.

“Altın Günlerim” (2015) – Yönetmen Arno Depleshen

Filmin ruh hali ve mizacı, kahramanların ruh hallerine göre değişmektedir. Ancak filmin seyirciye olan ilgisi bir an olsun bitmiyor. Deppche’nin ilham kaynağı Matthew Amalric, filmde Paul Daedalus’u oynuyor. Gençlik yıllarını ve özellikle büyük aşkı Esther’i düşünüyor. Deplesshen geçmişe, bugün ve gelecekle uzlaşmaya dair merak dolu bir film yaratmayı başardı.

“Kralım” (2015) – Yönetmen: Mayvenn

Film, Emmanuel Berko ve Vincent Kassel’in kahramanları arasındaki aşkın sınavını konu alıyor. Filmin hikayesi yani Marie ve Giorgio’nun hikayesi Berko’nun canlandırdığı Marie’nin bakış açısından anlatılıyor. Marie bir rehabilitasyon kliniğinde.

Listeyi Jacques Odiar’ın  “Pas ve Kemik”  (2012), Robben Campion’un  “dakikada 120 vuruş”  (2017), Mia Hansen Lüve’nin  “Gelecek Şeyler”  (2016) takip ediyor. , Leos Karaks  ‘ “Holy Motors” (“Sacred Engines Corporation”)  (2012), Abdelatif Priest’in  “Mavi En Sıcak Renktir” (Adele’in Hayatı)  (2013).

“Aşk” (Aşk) (2012) – Michael Haneke

Avusturyalı yönetmen Michael Haneke, Fransız sinemasına yabancı değil. Bu film, onun Fransız sinemasına olan aşkının son itirafı niteliğindedir. Filmde, iki Fransız ekran efsanesi Jean-Louis Trentinyan ve Emmanuel Riva’nın kahramanlarının aşkı bir anda ciddi bir hastalıkla sınanır. Film saf Haneke tarzında çekilmiştir. Yani izleyici, minimalist bir yaklaşımla büyük derinlik ve uzun sahnelerin bir kombinasyonunu görüyor.

RFE / RL

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Sinema
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

*

*

Benzer Konular