Doğunun göl kıyısındaki tahtı Van, geçmişi ve saf yaşamı ile cennetin kıyısından esintiler sunarken zamanı unutmanızı sağlıyor. İster Tuşba deyin ona, ister Halde… Van, zengin tarihi ile dimdik ayakta bekliyor.
Van’da hayat çok eskilere dayanıyor. M.Ö 4000’li yıllarda başlayan macerasına Hurriler’den sonra Urartularla devam eden şehir, ilk adı Tuşba ile 100 yıllık bir dönem geçirmiş. En kalıcı eserlerin bu dönemde yapıldığını da eklemek gerek. şehrin tamamını bir noktadan izleyebilmenin mümkün olduğu Van Kalesi, yıllara yenik düşmeyen surları, anıt mezarları ve Osmanlı döneminde eklenen camisi ile yükseklerdeki huzuru içinize yansıtıyor. Kalenin kitabelerine bakarken de kentin sisli tepelerine uzanan yolu izlerken de anlam veremediğiniz huzur, sizi terk etmiyor Van’da. Eğer günbatımını kalede gezerken yakalarsanız işte o zaman şans yüzünüze gülmüş demektir.
AH TAMARA!
Şehrin Ermeni hakimiyetinde olduğu dönemde meydana getirilen en büyük eser, güzelliği ile dillerden düşmeyen Akdamar Kilisesi ya da efsanelere konu olan, kabile hayatı yaşayan güzel kız Tamara’nın adası. Efsaneye göre, köyün delikanlısı, Tamara’ya kör kütük aşık olunca fırtınalı bir gecede onu bulabilmek için çıktığı yolda dalgalara yenilip ölürken son sözü, adaya adını vermiş. “Ah Tamara..!” Ah Tamara, yıllar yılı değişerek Akdamar olmuş. 1113 yılında manastıra çevrilen kilise, Kutsal Haç Kilisesi adı ile anılmaya başlanmış. Sonraları çan kulesi yapılan kilise, Stephanus şapeli olarak da adlandırılmış. Yörenin en zengin mimarisine sahip Akdamar Kilisesi, freskleri ile de oldukça büyüleyici. Geçtiğimiz sene yüzyıllık tarihinin yükünü taşıyan adayı, geçmişten alıp geleceğe taşımak için başlatılan restorasyon çalışmaları hızla devam ediyor. Amaç, tarihe yenilmeyen şehrin güzelliklerini koruyabilmek. Kaleler kenti olarak adlandırılan Van’da, gezilecek yerler saymakla bitmiyor. Çatak Kalesi, Hişet Kalesi, Amik Kalesi, Yoncatepe Kalesi, görülmeye değer yerler arasında sayılabilir. Akdamar Adası’ndan Tendürek Dağları’na doğru, bölgenin kuzeyine baktığınızda iskandinavya ülkelerinde ufak bir geziye çıkmış gibi hissedeceksiniz kendinizi.
Tendürek’in karla kaplı tepelerine bakarken, güneşin renkli ışıklarını gözünüzü alacak. Sahilde bulunan motorlar, bu büyüleyici yolculuğun kapılarını açıyor.
DENİZ VEYA GÖL
Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu oluşmuş dev bir göl. Van halkına göre göl değil deniz. Çünkü nereye giderseniz gidin hangi köşeye bakarsanız bakın, göl hep yanı başınızda. Sadece inci kefalinin yetiştiği gölde Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adaları yer alıyor. Dünyanın en büyük sodalı gölünden yapılan feribot seferleri sizleri şaşırtmasın. Bugüne kadar gölde sadece inci kefali yetiştiği bilinirken son yıllarda çıkan canavar hikayesi Vanlılar’ın ilk zamanlar sinirini bozmuş olsa da bugün kenti ziyaret etmeye gelen meraklılar sayesinde bir sembol olarak kabul ediliyor. Son yıllarda hazırlıklarına başlanan, 105 denizcinin gerekli eğitimi aldığı sevindirici haber; gölde mavi yolculuk projesi. Van Gölü ve bölgenin adalarında, saklı kalmış koylarında düzenlenecek olan yolculuk, farklı bir ‘mavi’ hayat sunmaya hazırlanıyor. Bugün şehirde, tarihi güzelliklerin yanı sıra farklı turizm alanları da gelişme gösteriyor. Gürpınar Yaylası’nın temiz havasını içine çekmek ve dağlarda gezinmek isteyen taze yaşam tutkunları, yayla turizminin gelişmesini sağlıyor. Doğa sporlarına ve doğaya aşık gezginler, Van’da Artos Dağları yamaçlarının kır çiçeklerine bakan yüzlerinde yamaç paraşütünün unutulmaz bir macera olduğunu dile getiriyor. Dalgıçlık kursları da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile işbirliği içinde Akdamar ve Reşadiye kıyılarında düzenleniyor. Hızın su ve eğim ile buluştuğu rafting için kentin en uygun mekanı Bahçesaray. Hafta sonları düzenlenen turlarla rafting heyecanını Van’da tatmak bir ayrıcalık olabilir.
MEŞHUR VAN KAHVALTISI
Tarihi ile olduğu kadar kendine özgü lezzetleri ile de Van’ı tanımak gerek. ‘Van’da kahvaltı etmiyorum’ demek, Van halkına yapılacak en büyük ayıp olacaktır. Çünkü kahvaltı hazırlığı saatler öncesinden başlar ve sofrada yok yoktur. Peynirin içine yapım aşamasında konulan tarhun otu, kekik ve sirmo, Van’ın otlu peynirinin ana malzemeleri. Süzme yoğurttan yapılan cacık, ekmeğe sürülen tereyağı, kahvaltıda tüketilen iki vazgeçilmez lezzet. Ayrıca yörenin meşhur bal kaymağı ve gül reçelinin mutlaka tadına bakmalı. Murtuğa ise tereyağı ve yumurta karışımından yapılan helva gibi bir lezzet. Sadece kahvaltı değil, Van’da isimlerinden ne olduğunu tahmin edemediğiniz birçok lezzet de sofraları süslüyor. Ciğer köftesi, kurut köftesi, ayran aşı, çırış mıhlası, helise ve çılbır bu yemeklerden birkaçı. Ayrıca Van Gölü’nden çıkarılan inci kefali de gölün sodalı suyu ile beslenen bol havyarlı ve çok lezzetli bir balık.
VAN KİLİMLERİ
Yöre insanının hayvancılıkla uğraşması dokuma malzemesinin yaygın olarak kullanılmasında etkili olmuş. insanlar, ihtiyaçlarını karşılama amacı ile dokudukları kilimleri evlerinde yaygı, minder.