Yeşil beslenme

Çocuğun ilerleyen yaşlarında dikkat eksikliği, lösemi, astım ya da alerji gibi hastalıklarla yüz yüze gelmesini istemiyorsanız, bu yazıyı okumalısınız. Öğüt vermeden, parmak sallamadan, sadece organik olanı almanın nelere mal...

Çocuğun ilerleyen yaşlarında dikkat eksikliği, lösemi, astım ya da alerji gibi hastalıklarla yüz yüze gelmesini istemiyorsanız, bu yazıyı okumalısınız.

Öğüt vermeden, parmak sallamadan, sadece organik olanı almanın nelere mal olacağına ve buna dair gerçekler…

“Zirai ilaçlar ve ADD (dikkat eksikliği) bağlantısı”
“Doğal yollarla tutulmuş balık ile düşük kanser riski”
“Konserve gıdaların içinde zehirli plastik tehlikesi”
“Et, hormon ve çocuğunuzun doğurganlığı”

BU BAŞLIKLARI BİR ANNENİN GÖRMEZDEN gelmesi imkansız. Raporlar, araştırmalar ve ailemizin sofrasına gelmeden önce, yetiştirilme, toplanma ve depolanması sırasında oluşabilecek zararlarına dair tahminlerle sizi bombardımana tuttuk. “Hamilelik sırasında ve emzirme döneminde, bebeğinizin beslenmesi tamamen sizin yediklerinizden ibarettir. Bu büyük bir kontrol ve sorumluluk gerektiren bir dönem olmakla birlikte oldukça risklidir de,” diyor pediatri dünyasının Al Gore’u, yani Sağlıklı Bebek Yetiştirme Rehberi Gebelik, Emzirme ve Bebek Bakımında Çevre Dostu Doğal Çözümler adlı kitabın yazan Alan Greene. Daha sonraları bebeğiniz katı besinlere geçtiğinde ve yemek masasına taşıdığında organik yiyecekleri tercih etmek en azından onu zirai ilaçlar, hormonlar ve günümüz tarımında kullanımı yaygın olan antibiyotiklerden koruyacaktır. Elbette hiç kimse organik yiyeceklere karşı değil (doğa ananın sunduğuna nasıl karşı gelebilirsiniz) ama Dr. Greene hikayenin sadece bir yüzünü ele alıyor. Birçok otorite, Amerikan Pediatri Akademisi de dahil olmak üzere, sadece bir kabak için ekstra hatta bazen azımsanmayacak kadar çok harcama yapmaya gerek olmadığını düşünüyor. “Organik besinler çevre için elbette daha iyi, fakat bilim üstünlüğünü desteklemiyor” diye belirtiyor pediatr Steven Abelowitz, Kalifornia, Newport Beach ve Lağıma Niguel, Sahil Çocukları Pediatri Grubu tıbbi yöneticisi, Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) organik gıdaların diğerlerine göre daha besleyici veya güvenli olduğunu iddia ediyor. Pediatrlar, bebeğinizin dengeli bir diyetle beslenmesini tercih ediyor.

Bununla birlikte bu mesaj, en azından organiğe başvuran birçok aile için güven tazeleyici. Fakat şu da bir gerçek ki belli yiyecekler diğerlerine göre daha çok büyük etkilere sahip. En organik vuruşu yapmanız için (hamileyseniz veya yemeği siz hazırlıyorsanız) markete, pazara gitmeden önce bu mönüye bir atın. Hiçbirisi değişmez öneriler değil, beğendiğinizi alın gerisi kalsın.

hamile döneminde ve bebek çocuklarda sağlıklı beslenme

Hamilelik döneminde

Hamilelik tabiatıyla, aldığınız her lokmayı dikkatle incelediğiniz bir dönemdir. Haliyle, organik gıdalara para saçmak en doğru olanı yaptığımız hissini verir. “Gebeliğinizde, neyi organik almayı tercih edeceğiniz neye aşerdiğinize bağlıdır” diyor ünlü Amerikalı diyetisyen Bridget Swinney, “Eating Expcctantly: A Practical and Tasty Apporoach to Prenetal Nutrition” kitabının yazarı. 15 gün boyunca neler yediğinize dair bir günlük tutmanızı öneriyor. Swinney, daha sonra toksin tablosunda üst sıralardan olan yiyeceklerden veya listenizde onların organik olanlarını almanızı öneriyor. Şeftali, elma, çilek ve patates sık rastlanan suçlulardan.

Dr. Greene’nin anne olacaklara iki önerisi var.

Bu konuda en büyük yakınması sığır etleriyle ilgili… Dr. Greene son zamanlarda yapılmış bir araştırmaya dikkat çekiyor. Gebeliğinde günde bir kereden fazla klasik sığır eti yiyen anneler ile sperm sayısı düşük yetişkin oğulları arasında büyük bir bağlantı olduğu ortaya konmuş. Ayrıca araştırmadaki erkeklerin üreme uzmanına başvurmaya üç kat daha yatkın olduğunu belirtiyor Rochester Üniversitesi Medicine School profesörlerinden Shanna Swan. Buna ek olarak otlatılmış, organik yetiştirilmiş büyükbaş hayvanların daha yağsız ve daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Dr. Greene ve sıradan etlere göre yaklaşık 5 kat daha fazla beyin geliştirici onıcga-3 yağ asidi içerdiğini ekliyor. Zor olan, organik et sıradan etlere göre iki kat pahalı olabiliyor. Etten daha ucuza gelebilecek bir başka protein kaynağını da değerlendirebilirsiniz: Soya. Eğer siz zaten bir soya peyniri, soya fasulyesi ve soya sütü hayranıysanız işte burada Dr. Greene kesinlikle organik tercih edilmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü günümüzde soya mahsullerinin yüzde 8o’i genetiği değiştirilmiş yani genetik şifreleri laboratuvar ortamında değiştirilerek yabani otlara veya böceklere karşı dayanıklı hale getirilmiş. Dr. Greene asıl problemin bu genetiği değiştirilmiş gıdaların, sağlığımız ve tarım alanları üzerindeki etkisinin henüz tam olarak bilinmemesi olduğunu söylüyor. B11 durumda organik tercih etmek sizi potansiyel riskten koruyacaktır. Son olarak organik süte geçiş yapabilirsiniz.

Organik süt, Dr. Greene’nin organik besinler listesinde en üst sırada çünkü hamile kadınlar ve bir yaş üstü çocuklar bol miktarda kalsiyum almak durumundadır ve bu süt ürünlerinde hazır bulunur. Amerikan Gıda ve İlaç Daircsi’nin (FDA) iddiasına göre, bütün süt çeşitleri aslında aynı derecede güvenli ama organiği tercih etmek, tarımcılıkta kullanılan bütün kimyasalları reddetmek anlamına geliyor; birçok süt ürününün içeriğindeki yağ, fazlaca çevresel toksin içeriyor.

Organik yiyecekler ne zaman satın almalı?

Organik sebze ve meyvelerin tarım ilaçlarına maruz kalmadan yetiştirilmesi, tamamen doğal ve sağlıklı olmaları fikri size çok cazip geliyor olabilir. Cazip olmayan bir durum varsa, o da organik ürünlerin pek cazip olmayan fiyatları, Amerika Massachusetts Organic Çenter for Education and Promotion’ da yapılan araştırmalara göre; tüm yiyecekleri organik olarak satın almamıza gerek yok. “Biliyoruz ki, bazı sebze ve meyveler diğerlerine göre daha fazla hormon ve tarımsal ilaçlar içeriyor,” diyor Organic Center’dan Katherine DiMatteo “Ve organik etiketi satın almanız gerekenler de işte bu tip yiyecekler.”

Çevre Çalışma Grubu ve Organic Center’ in araştırmaları doğrultusunda aşağıdaki yiyecekleri satın alırken organik olmalarına dikkat ederseniz, diğer yiyeceklerin “normal” olanlarını alabilirsiniz.

İşte, içeriğinde çok fazla hormon ve tarımsal ilaç bulunan ve organiklerini tercih etmeniz gereken 15 sebze-meyve.

Bunları organik tüketin

Meyveler: Şeftali, çilek, elma, nektarin, armut, kiraz, üzüm

Sebzeler: Kereviz, ıspanak, kabak, tatlı kırmızı biber, dolmalık biber, lahana, marul, havuç

Yeni doğum yapan anneler

Yeni doğum yapan anneler için besin önerilerinin hamile kadınların beslenmesi ile aynı olduğunu ve yukarıdaki önerilerin sizler için de aynen doğru olduğunu bekliyor olabilirsiniz. Fakat bebeğinizi emziriyor olmanıza ya da mama ile besleniyor olmasına bağlı akılda tutulması gereken birkaç tavsiye daha var. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız: Bebeğiniz, beyin ve vücut gelişimi için çok önemli olan omega-3 yağ asidini (DHA) sütünüzden elde eder. Somon gibi DHA bakımından zengin deniz ürünleri, beslenmenizde büyük önem taşır. (Uzmanlar, günlük almanız gereken 300-500 miligram DHA’nın bir porsiyon somonda bulunduğunu belirtiyor.) Fakat bazen bilimsel besin değerlerini bilmek, sadece hangi deniz ürününün en iyi olduğunu saptayabilmek içindir. Balıkların maruz kaldığı atıklar, endişe verici bir durum fakat deniz ürünlerinde organik sınıflandırılması yapamıyoruz. Yalnızca, çiftlikte yetişen ve doğal yollarla tutulan balıkların daha sağlıklı olduğunu söyleyebiliriz.

Pes etmeyin. Yapabileceğiniz birkaç şey var. En azından ne kadar ve nasıl yiyeceğinize dair birkaç önerimiz var: Haftada iki porsiyon okyanus somonu, karides, kedibalığı, morina balığı ve mezgidi güvenle yiyebilirsiniz. Konserve ton balığını, haftada bir konserveyi geçmeyecek şekilde tüketebilirsiniz.

Beyaz ton ve akorkinoz ile birlikte kılıç balığını tüketmemelisiniz. Emziren annelerin bol miktarda alması gereken bir başka besin grubu ise, A vitamini içeren gıdalardır; kırmızı, turuncu, sarı renkte meyve ve sebzeler. Kendiniz ve bebeğiniz için yapabileceğiniz en önemli şey, günlük renkli besin miktarınızı iki katma çıkarmak. Her ana öğünde iki porsiyon, ara öğünde ise bir porsiyon alabilirsiniz. Eğer organik ürünleri alamıyorsanız daha doğal koşullarda yetişmiş, köy pazarlarından alışveriş yapıp, sağlığınızı destekleyici bu ürünleri kullanabilirsiniz.

Bebeğiniz mama ile besleniyorsa

Hazır mamalara hali hazırda küçük bir servet harcıyorsanız, eğer DHA katkılıları tercih ediyorsanız daha da çok harcıyorsunuz demektir. Organiğe geçiş yaparsanız, elinizde sizin beslenmeniz için para kalıp kalmayacağından şüphe edebilirsiniz.

Neyse ki bu konuda sizin için bir tercih yapıldı: Bebeğinizin organik mamadan çok DHA bakımından zengin mamalara ihtiyaç duyduğundan, her ikisini de karşılayacak durumda değilseniz, DHA bakımından zengin mamalara ağırlık vermenize karar verildi.

Ama klasik mamalar sizin bütçenize uygun ise onları kullanmaya devam etmeniz de mümkün.

6-12 aylık bebeğinizin beslenmesi

Henüz başlamadıysanız, katı mamaya geçiş yapmak üzeresinizdir. Organik besin alamıyorsanız, kendinizi suçlu hissetmeyin. Birçok uzman, organik içerikli bebek mamalarına para harcamak istemeyen anne babalara katılıyor. Bebek mamalarının içeriğinin standartları hepsi için aynı, birçok başlıca üretici firma katı tarımsal ve pişirme yöntemlerini sürdürüyor. Organik beslenmeyi öneren bazı kişiler, örneğin Çevre Çalışma Grubu (EWG), standartları hepsi için aynı, birçok başlıca üretici katı tarımsal ve pişirme yöntemlerini sürdürüyor. Organik beslenmeyi öneren bazı kişiler, örneğin Çevre Çalışma Grubu (EWG), standartların altında olsa bile yine de bebek mamalarının içinde fazlaca toksin olduğunu savunuyor. Şunu aklınızdan çıkarmayın ki, iki tarafa birden eğilimli olmak, bazı durumlarda tercih etmemek mümkün.

Bu durumda, bebeğiniz şeftaliye bayılıyorsa ya da tarım ilacı tablosunda yüksek seviyede içerdiği görünen başka herhangi bir şeyi çok seviyorsa, bu besini organik tercih edebilirsiniz.

Bütün bunların yanında bir istisna daha var: Evde mamayı kendiniz hazırlamanız. Eğer bebeğinizin özel aşçısı olmayı seçiyorsanız, bu durumda her şeyi organik almanız iyi olacaktır. Çünkü bebekler yetişkinlerden daha çok yer ve içerler. Bu demek oluyor ki bizden daha fazla miktarda toksine maruz kalırlar.

12-18 aylık bebeğinizin beslenmesi

Bebeğiniz yetişkin beslenmesine terfi ediyor, mönüsüne birkaç organik besin eklemeyi düşünebilirsiniz. Organik inek sütü ve organik soya sütü başlamak için iyi bir nokta olabilir, hamileliğinizde kullanmanızla aynı sebeplerden dolayı. Çünkü tam yağlı süt ufaklığın beslenmesinde önemli bir nokta ve çevresel kimyasallar yağda toplanmış durumda. Bebek mamaya veya normal beslenmeye geçtiğinde organik süt tercih edilmeli. Bebekleriniz için diğer üç popüler organik seçenek de; patates, elma ve ketçap. Nedeni ise küçükler bunları çok fazla tüketirler. California Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre organik ketçap iki kat fazla antioksidan üretiyor. Bu durumda şunu tekrar duymaya ihtiyacınız var: Yeşil beslenme önerisi, ya hep ya da hiç değildir. Dr. Greene, bazı durumlarda organik tercih etmenizi öneriyor ve tabi ki maddi açıdan karşılayabilecek olduklarınızı. Bebeğiniz, organik veya değil sadece onu iyi ve dengeli beslenme niyetinde olduğunuz sürece gelişimini sürdürecektir. Çevreyi korumak da çocuğunuzun geleceğine yatırım olacaktır tıpkı politikadaki gibi: Her bir oy, gelecek seçim için önemlidir.

Şaşırtıcı sonuçlar

Bütün dünyanın beslendiği gıdalarla beslenmeye devam etmek istiyorsanız, önce bilimsel olarak yapılan araştırmalarda ortaya çıkan zararları bilmekte fayda var.

  • 0 Böcek ilaçları beyninize zarar verir. Difenil, parakuat, maneb gibi yaygın kullanılan ilaçlara maruz kalmak, sinir hücrelerinde tahribata yol açar. Kendinizi iyi hissetmenizi ve mutlu olmanızı sağlayan dopamin hormonunun salgılanmasını da engeller. İngiltere’de yapılan bir araştırma da bu tür ilaçların potansiyel olarak Parkinson hastalığına yol açtığını ortaya koydu.
  • Böcek ilaçları sperm sayınızı düşürür. ABD’ de yayınlanan Çevre ve Sağlık Bülteni dergisindeki bir araştırmaya göre, çocuklar organik olmayan besinlerle beslendiğinde idrarlarının yüksek miktarda etkin böcek ilacı maddesiyle dolmuş olduğu görüldü. Aynı çocuklar organik besinlerle beslenince, 5 gün içinde idrarlarındaki tehlikeli maddelerin oranı düşmüştü.
  • Hayvan yemlerinde kullanılan kimyasallar insanlarda kansere yol açıyor. Kimyasal yöntemlerle tarım yapan çiftçiler, küçük ve büyükbaş hayvanlar, yine hayvanların artık etlerinden yapılan, fakat içinde arsenik bulunan yemlerle besliyor. Etin dolgunlaşmasını ve hayvanın hızla büyümesini sağlayan bu yemler, John Hopkins Üniversitesi araştırmalanna göre, prostat kanseri başta olmak üzere sayısız sağlık sorununa yol açıyor. Bu yemlerdeki kullanım dozu yasalarla belirleniyor, denetlemeler çok sıkı değil ve yemlerin formülleri saklı tutuluyor. Büyükbaş hayvanlarını yemlerine katılan büyüme hormonlan da eti sertleştirmekle kalmıyor, hormonlara bağlı kanserlerin insan vücudunda ortaya çıkmasına neden oluyor.
  • Tarım ilaçları bağışıklık sisteminizi zayıflatıyor. Kanda bağışıklık sistemine hizmet eden hücrelerin gelişimini engelleyen birçok ilaç, tarımda kullanılabiliyor. Bu da vücudunuzun mikroplarla savaşını sekteye uğratıyor. İtalya’daki bir araştırma, tarım ilaçlarının, vücutta kanserli hücrelerin gelişimini hızlandırdığını ortaya çıkardı.
  • Genetiği değiştirilmiş organizmalar asla insanlar üzerinde test edilmiyor. Ortaya konan sonuçlar hep hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalara dayanıyor. Bunda da böbrek ve karaciğer sorunlarının ortaya çıktığı ispatlanmış durumda. “Uluslararası Biyoloji Bülteni”nde yayınlanan bir araştırma, genetiği değiştirilmiş mısırla beslenen farelerin, böbrek ve karaciğer başta olmak üzere iç organlarında hasar oluştuğunu ortaya koydu.

Organik beslenme sözlüğü

Manav ya da pazarlarda yaptığımız alışverişlerde artık sıklıkla “Hormonsuzdur” yazısını görüyoruz. Peki bu yazılar neyi ifade ediyor?

Organik: Amerikan Halk Sağlığı Enstitüsünden bir ürünün “organik” damgası yiyebilmek için yüzde 95’inin organik içerikle üretilmiş olması gerekiyor. Geri kalan yüzde 5’lik kısım kimyasal olabilir.

Organik İçerikli: Eğer gıdaların içinde en az yüzde 70 oranında, fakat yüzde 95’ten az miktarda organik ürün kullanılmışsa, o zaman bu ürün tam bir organik sayılmıyor. “Organik içerikli” diye etiketleniyor. Bu da hiç yoktan iyidir, ö Doğal: “Doğal” diye etiketlenen her ürün organik olacak diye bir kaide yok. Et ve hayvansal yağlar dışında “doğal ürün” diye etiketlenen ürünlerin belli bir standardı da yok. Yine de bu terim, içinde katkı maddesi barındırmayan gıda maddeleri için kullanılıyor.

Yerli: Yerli tarım ürünü kullanma hareketi neticesinde küçük çiftçiden, bahçe sebzelerinden yeme alışkanlığı arttı. Yerli gıdaların güzel yanı, ulaşım sürecinden geçmedikleri için tazeliklerini korumaları.

GDO’nun anlamı

GDO’lardaki genetik değişiklik, bitkinin kurak şartlara daha iyi uyum göstermesini sağlamak, bitkiyi böcek benzeri zararlılardan korumak, çeşitli nedenlerden ötürü oluşan bitki hastalıklarına ve antibiyotiğe karşı bitkiye dayanıklılık kazandırmak, o bitkiden üretilecek gıdanın raf ömrünü uzatmak vb. amaçlarla yapılmaktadır. Tüm bu farklı amaçtaki etkilere sahip genlerin, insan organizmasında meydana getirebileceği yararlı ya da zararlı etkiler ve bunların komplikasyonları henüz tanımlanmamıştır. Ayrıca GDO’lu ürünlerin bebek maması başta olmak üzere birçok gıdanın hammaddesinde kullanıldığı biliniyor. Türkiye’de çıkan son bir karara göre ise genetiği değiştirilmiş 16 çeşit mısır ve üç çeşit soyanın gıda ve yem amaçlı kullanılabileceğine karar verildi.

 

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Anne-BebekHamilelik

Benzer Konular