Artık bu iş çığırından çıktı. Ne mi? İstanbul’da lokantada yemek. Etrafımda o kadar çok kişi bu durumdan şikâyetçi ki, artık herkes gittiği yerden bahsederken, ne kadar hesap ödediğini mutlaka söylüyor.
Eskiden yemeğe ödediğiniz paradan bahsetmek ayıp karşılanırdı. Ama şimdi herkes çekinmeden söylüyor, çünkü kimse satın aldığı şeyden memnun değil.
Uzun yıllardır lokanta işletmeciliği yapan bir arkadaşımı aradım. “Türkiye’de bazı malzemeler çok pahalı” diyor. Örneğin kaliteli et fiyatları gerçekten yüksek. Bir porsiyon bonfile, mönülerdeki en pahalı tabak. Bu, dört beş köfteye 25-30 TL, bir tabak iskender kebaba 30-40 TL ödemenizi açıklayamıyor. Hele makarna ve salata fiyatlarına ne demeli? Korkunç! Bir tabak salatanın ya da makarnanın maliyeti, içine ne koyarsanız koyun, bahse girerim 2 veya 3 TL’yi geçmez. İşletmeci arkadaşım, “Yemeğin fiyatını hesaplarken, genellikle maliyetini üçle çarparız’’ diyor. Yani 5 TL maliyeti olan yemeğin mönü fiyatı, 15 TL olmalı. Bunun üçte biri yemeğin maliyetini, diğer üçte biri işletme giderlerini karşılıyor. Kalan üçte bir de lokantanın kârı olarak düşünülüyor. Bu durumda bir tabak salataya 15-20 TL, bir tabak makarnaya 20-30 TL fiyat koymayı bana kimse açıklayamaz.
Yanıtı olmayan soru
Bütün bunlara karşı geliştirilen diğer klasik argüman, “Burası İstanbul. Her şey çok pahalı” cümlesi oluyor. Dükkân kiraları, giderler, işçi ücretleri çok yüksekmiş. Gerçekten öyle mi? O zaman nasıl oluyor da, Paris’te, New York’ta veya Milano’da, İstanbul’a göre uygun fiyatlara, kat be kat lezzetli yemek yiyebiliyoruz? Aynı fiyatları ödeseniz bile yemek kalitesi neden daha yüksek? Onlar daha ucuz şehirler mi? Neredeyse Yunanistan’a her giden “Her çeşit deniz mahsulünü bıkana kadar yedik. İstanbul’da ödeyeceğimizin yarısını ödedik’’ diyor. Neden böyle? Halbuki deniz aynı deniz, balık aynı balık.
İstanbul’da sayıları az da olsa, yukarıda sözünü ettiğimiz fiyatların iki üç katını ödeyeceğiniz ‘fine dining’ lokantalar var. Orada harcadığınız paraya üzülmüyorsunuz. Çünkü en kaliteli yemeği, en iyi servisi ve ambiyansı sadece orada bulabileceğinizi biliyorsunuz. Benim itirazım, ‘vasat’ın pahalıya yutturulması.
Sonuçta, lokantalar temel olarak yemek ve hizmet satar. Buna ambiyansı ve ödediğiniz parayı da eklerseniz, sonuç yaşadığınız ‘toplam deneyimdir’. İşte asıl önemlisi, bu deneyimi oluşturan tüm unsurların dengede olması. Yanlış anlaşılmasın, kimsenin para kazanmasına itirazımız yok. Tam tersine, bu işten para kazanılsın ki, daha fazla lokanta açılsın, rekabet artsın, kalite yükselsin ve seçeneğimiz çoğalsın. Ama kimse kimseyi aptal yerine koymasın.
Yemek kitapları arasında
Benim gibi yeme içmeye meraklıysanız, yemek kitapları, kütüphanenizde (ya da mutfağınızda) önemli bir yer tutar. Kitapçılarda yemek kitapları bölümünde epey zaman geçiririm ve genellikle bir iki tane alırım. Bu ay size, masamda duran birbirinden ilginç üç yemek kitabından söz etmek istiyorum.
Yap + Ye = MUTLU OL!
Kitabın adı, yemek meraklılarına mutluluğun formülünü vermiş: Yemek yap ve ye! Kitabın ilgi çekici adının yanı sıra, beni asıl etkileyen, tasarımı ve içindeki fotoğrafların güzelliği. Kitabı, yemek yazarı ve stilisti Aydan Üstkanat yazmış. Sadece yazmakla kalmamış, yaptığı yemeklerin stilistliğini yapıp fotoğraflarını da çekmiş. Yemek stilisti, fotoğrafı çekilen sadece bir domates bile olsa, bize en estetik ve iştah açıcı biçimde görünmesini sağlar. Kitabın tasarımı ona ait. Bütün bu emek bile büyük bir takdiri ve saygıyı hak ediyor. İçinde, Üstkanat’ın Giritli kökenini yansıtan, birbirinden lezzetli, baharatlı ahtapot yahnisi gibi yemeklerin yanında, pancake ve bruschetta gibi dünya mutfaklarından popüler yemeklerin tarifleri var. Sade ve akıcı bir üslupla yazılmış bu kitap, her gün başvurabileceğiniz faydalı bir kaynak.
‘O’ Kitaplar 55.00 TL.
Afrodizyak Yemekler, 44 Tabak Aşk
Bilimsel olarak kanıtlanmasa da, istiridyeden çili biberine, biberiyeden cevize pek çok yiyeceğin cinsel gücü artırdığına inanılır. Girişimci ve yemek yazarı Elif Edes Tapan, bu yiyeceklerden tarifler verdiği kitabı iki bölüme ayırmış. İlk bölümde, 44 yemek tarifi var. Diğer bölümde de yine afrodizyak malzemelerle hazırlanmış kokteyller, eğlencelik tarifler ve Mısır Çarşısı’nda bulabileceğiniz, tariflerde yer almayan diğer afrodizyakların açıklamaları yer alıyor. Cinsel gücünüzü artırır mı bilemem, ama tarifler ve fotoğraflar benim iştahımı epey kabarttı.
Alfa 35.99 TL.
Cook with Jamie
Oliver, dünyaca ünlü bir ‘superstar’ şef. Lokantaları, TV programları ve kitaplarıyla da tek başına bir endüstri. ‘Cook with Jamie’ yazdığı 15 kitaptan biri. En son yazdığı kitap olmamasına rağmen, bana göre en iyi ve geniş kapsamlı olanı. Ben, en çok yaptığı yemeklerin sunumundan çok, lezzetine önem vermesini ve kolayca bulunabilecek malzemeler kullanmasını seviyorum. Bu kitabında iyi yemek pişirmek için, temel mutfak malzemelerinden balığın taze olup olmadığını nasıl anlayacağınıza kadar, birçok pratik bilginin yanında, 160 lezzetli ve pratik yemek tarifi veriyor. Neredeyse her tarif için anlattığı bir anekdot da, bu kitabı çok eğlenceli kılmış. Maalesef ‘Cook with Jamie’ henüz dilimize çevrilmedi. Ancak İngilizce bilen yemek sevdalıları için, olmazsa olmaz bir kitap. Yurt dışından veya Amazon’dan edinmenizi şiddetle tavsiye ederim.