Bir hap zayıflamaya yeter mi?

Kimisi için zayıflamak gayet kolay. “Bir bitkisel takviye al, uğraşmaya ne gerek var?” diyorlar. Tıpkı, 33 gün içinde, hiçbir tıbbi rahatsızlığı yokken, ANİDEN hayatını kaybeden Nilüfer Gülmez gibi. Yakınlarına...

Kimisi için zayıflamak gayet kolay. “Bir bitkisel takviye al, uğraşmaya ne gerek var?” diyorlar. Tıpkı, 33 gün içinde, hiçbir tıbbi rahatsızlığı yokken, ANİDEN hayatını kaybeden Nilüfer Gülmez gibi.

Yakınlarına göre gülmez’in ölüm sebebi, kullandığı bitkisel gıda takviyesiydi. tartışmaya biz de katıldık. bu ürünler, hem doğal hem de ölümcül olabilir mi? Gerçekleri uzmanlar, etkilerini İSE tanıklar anlattı.

001_flashmanset_orta_01112012-1

Bu yılın ağustos ayında Balıkesir’den gelen bir haberle sarsıldı Türkiye. 35 yaşındaki Nilüfer Gülmez, zayıflamak için kullandığı Afrika mangosu içerikli gıda takviyesini kullandıktan sonra başlayan aşırı kalp çarpıntısı şikâyetiyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. O güne kadar hiçbir rahatsızlığı, şikâyeti yoktu. 33 gün süren mücadele boyunca doktorlar, hastalığına ne teşhis koyabilmiş, ne çare bulabilmişti. Herkesin aklında aynı soru vardı: Gülmez’i Afrika mangosu mu öldürdü? Aile, ürünle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu; ancak adli tıp raporu henüz çıkmadığı için hukuki süreç de ilerlemedi. Olay, iddia boyutunda. Zira bu, zayıflamaya yardımcı bitkisel gıda takviyeleriyle ilişkilendirilen ilk ölüm vakası değil. Nilay Dinçer (23), Ferhan Yılmaz (28) ve Ebru Atabeyoğlu (24), bu tür takviyelerden kullandıktan sonra hayatını kaybedenlerden sadece birkaçı. İnternette onlarla ilgili haberleri okuyabilirsiniz, sonunda hep aynı cümle var: “Kesin ölüm sebebi, savcılığın yaptığı otopsinin ardından belirlenecek.”

Bekleyiş sürerken, herkesin çok merak ettiği soruların peşine düştük. Ani ölümlerin sorumlusu gerçekten bitkisel zayıflama tabletleri olabilir mi? O halde bu ürünler, nasıl oluyor da Gıda ve Tarım Bakanlığı’ndan onay alarak, eczane ve aktarlarda satılabiliyor? En önemlisi, gerçekte ne kadar bitkiseller?

Bitkilerden rol çalan maddeler

Bitkisel gıda takviyelerini, içeriğindeki meyve sebze özleriyle ele aldığımızda, her birinin sindirim bozukluklarını gidermeye yardımcı etkileri olduğu doğru. Bu nedenle zararlı olmayacakları düşünülüyor. Ancak uzmanlar tehlikenin, altın çilek veya Afrika mangosu gibi doğal içerikler, kapsül haline gelirken başladığına dikkat çekiyor. İnönü Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı ve Endokrinoloji Bilim Dalı akademisyenlerinin piyasada bitkisel gıda takviyelerinin üzerinde yaptığı araştırma, en iyi kanıt. İnceledikleri ürünlerin içerisinde bulunan maddeler, etiketin üzerinde yazılandan çok daha fazlası. Bölüm başkanı Prof. Dr. İbrahim Şahin, acı gerçeği şöyle anlatıyor: “Dokuz ürünü inceledik. Üç üründe sibutramin (iştah kapatıcı), üç üründe tamezepam (yeşil reçete ile satılan insanın mutlu hissetmesini sağlayan psikiyatrik ilaç), üçünde ise kafein ve tamezepam birlikte bulundu. Ayrıca pek çok üründe ağır metaller vardı. Sonuç olarak içine, zararlı olabilecek hatta öldürücü türde kimyasal madde eklenmemiş bitkisel ürün yoktu” diye anlatıyor. Örneğin sibutramin iştahı kapatıyor, kafein metabolizmayı hızlandırıyor. Ardından kalp çarpıntısından nörolojik problemlere kadar birçok yan etkiye yol açıyor. Ürünü kullanan kişinin tansiyon, böbrek yetmezliği veya kalp hastalığı varsa, sonuç geri dönülemez bir noktaya gelebiliyor.

Çikolata öldürür mü?

Sonuçta içtiğimiz Türk kahvesinden, meşrubatlara hatta çok sevdiğimiz çikolataya kadar birçok yiyecek ve içecekte kafein var ama bunları tükettiğimizde, kalp rahatsızlığı veya metabolik problemler yaşamıyoruz. Uzmanlar, buradaki meselenin, bu etken maddeleri hangi dozda tükettiğimizle ilgili olduğunu söylüyor. Cerrahpaşa Hastanesi Metabolizma ve Beslenme Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ahmet Aydın, durumu şöyle açıklıyor: “İlaç zehirdir ama bunun zehir olup olmadığını belirleyen, hangi dozda kullanıldığıdır. Bu, farmakolojinin temel ilkesi. Bu yüzden en doğrusu, ürünü hekim kontrolünde kullanmak.”

Vaka ölümle sonuçlanırsa, Adli Tıp raporu, kişide açık veya gizli olarak var olan rahatsızlığı ortaya koyuyor, etken maddeyi değil. “Maalesef özellikle şüphelenip, araştırılması gerekiyor, rutin otopsilerde ortaya çıkmıyor” diyor Prof. Dr. İbrahim Şahin.

“Afrika Mangosu, bir kafein bombası!”

Tek suç etken maddelerde değil elbette. Bitkiler, çok yararlı olduğu kadar bir zehire de dönüşebiliyor. Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, bitkileri rastgele bir araya getirerek tüketemeyeceğimizi söylüyor ve durumu Afrika mangosu ile şöyle açıklıyor: “İçinde mate çayı, guarana tohumu, yeşil çay var. Üçü de kafein özüne sahip. Tiroit fonksiyon bozukluğu yaşayanlar, hipertansiyon ve diyabetlilerin bu tür ilaçlardan kesinlikle uzak durmaları gerekir. Bunlar, birer kafein bombası!” Buna en iyi örnek, görüşüne başvurduğumuz bitkisel ürün mağdurlarından Pelin Büyüksaraç. Zayıflatıcı etkisi olduğu söylenen bir kahveyi sabah akşam kullandıktan sonra baş dönmesi, kahvenin kokusunu duyunca bulantı hissi ve ardından ateşlenme yaşadığını anlatıyor ve ekliyor: “Bitkisel olsa da, metabolizmayı zorlayan ve dengeyi bozan ürünler olabiliyor. Aynısını kullanan tanıdıklar var ama zarar görmediler. Benim vücut sistemime uymadı sanırım.” Mesele de bu zaten. Uzmanlar, ısrarla “Arkadaşım kullandı, işe yaradı” düşüncesiyle, bu tür ürünlere bağlı zayıflamanın tehlikesine dikkat çekiyor.

Bir kapsülle gelen şizofreni

Kafeinin yol açtığı bu durumu İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, bir örnekle açıklığa kavuşturuyor. “20 yaşında bir genç kız, üç ay boyunca bu yüksek dozlu kapsülleri kullanıyor. Gaipten sesler duymaya, halüsinasyonlar görmeye başlıyor ve psikiyatrik problemlerle takibe alınıyor. Anlaşılıyor ki, ailesinin genetiğinde şizofreni var. Kullandığı ürünün etken maddesi kafein olabilir. Kafeini yüksek dozda aldığı için beynin kimyası değişiyor ve genetiğinde bulunan şizofreniyi tetikliyor.” İster bitki ister kapsül olarak alın, metabolizmayı hızlandırarak zayıflamanızı sağlayan bu ürünler, birçok tıbbi rahatsızlığa açık bir davetiye.

Dr. Sait Gönen’in söylediğine göre, dengeli beslenme olmadığı için vücuda gerekli karbonhidratlar, protein ve yağ verilmediği için deformasyon oluyor, çünkü bu ürünlerin etki mekanizması genellikle iştahın kapanmasını sağlıyor. “Vücudun ihtiyaç duyduğu maddeleri geri koymazsanız, hastalıklara yol açar” diyor.

“Arkadaşlarım bile ‘hap versene’ diyor”

Elbette bitkisel zayıflama ürünlerinin hiçbir yan etkisini görmeme, tıbbi problem yaşamama olasılığınız da var. Ancak doktorlar uyarıyor: Ürünü kullanmayı bıraktıktan sonra, hızla kilo almak, hatta belki de ürünü kullanmaya başladığınızdaki kilonun çok daha üstüne çıkmak da beklenen bir gelişme. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Sait Gönen, “İlk zamanlar beş kilo vermiş, ürünü bıraktığında 15 kilo alarak, çaresiz şekilde yardım isteyen, cerrahiden başka şansı kalmayan hastalarımız oldu” diye anlatıyor. Sebebi belli; çünkü zayıflamaya olan inanç kayboluyor.
Uzmanlar istediği kadar “Uzak durun!” diye uyarsın, kolay yoldan zayıflama olasılığını göz ardı etmek bazıları için çok zor. Diyet, egzersiz olmadan bir kutu kapsülle zayıflamak, hâlâ birçoğu tarafından tercih edilen yöntemler arasında. Beslenme uzmanı ve diyetisyen Simge Çıtak’ın anlattıkları, durumu özetler nitelikte: “Geçen gün çok yakın bir arkadaşım geldi. ‘Zayıflama haplarını tavsiye etmiyorsun ve sağlıksız buluyorsun ama beş kilo fazlam var. Ne olur bana bir ilaç söyle. Zayıflatmasa bile sen dersen inanırım’ dedi.” Durum, bu kadar vahim.

“Kilo, kozmetik değil, tıbbi bir problem”

Konu, buraya kadar gelmişken, doğru zayıflamanın sırlarını da soruyoruz uzmanlara. Kilo vermeyi tıpkı tansiyona ve midedeki ülsere benzetiyor Uzman Dr. Ayça Kaya, “Kilo, kozmetik değil, tıbbi bir problem” diyor. Ona göre, gıda takviyelerine bağlı zayıflamak diye bir durum söz konusu olamaz. İşe neden kilo aldığımızı analiz etmekle başlamalıyız. Örneğin kadınlarda polikistik over kistleri veya tiroit hormonundaki bozukluklar, sebeplerden biri olabilir ya da sadece yanlış beslenme. Uzman doktorlardan Sait Gönen ise, egzersizin önemine dikkat çekiyor ve “Egzersiz yapılmazsa, hem yağ hem kas dokusundan kilo verilir. Oysa kas dokusunu muhafaza ederken, yağ dokusundan kilo vermek gerekiyor” diyor ve ekliyor: “En riskli bölge göbek çevresinde yağlanma. Kilonun bu bölgeden verilmesi, ileride çıkabilecek hastalıkları da engelleyebiliyor.”

Onların bahsettiği zahmetli bir yol elbette. Bedeninizi, ince işlenen, sık dokunan bir halıya benzetmenizi, sizden bir zanaatkâr olmanızı istiyorlar, bir de tüm yaşam alışkanlıklarınızı değiştirmenizi. Uzman Dr. Sait Gönen’in şu tavsiyesine kulak vermek gerek: “İlk altı ay kilo veriliyor. Sonra organizma, mevcut kilosunu muhafazaya programlandığı için direnç gösteriyor. Bu aşamada kilo veremeyince, motivasyon bozuluyor. Bu ikinci altı ayı kilo vermeden ve almadan geçirebilirseniz başarılı olursunuz.”

Günah keçisi kim?

Reklamın önüne geçmek, yasal olarak imkânsız, çünkü ürünler, Sağlık Bakanlığı’ndan onay almadığı için tanıtım yapmakta serbest. Hal böyle olunca tüm gözler, diğer onay merci Gıda ve Tarım Bakanlığı’na dönüyor. Onlar da “Biz gıdaya onay veriyoruz” diyor. Ürün, bakanlıktan izni aldıktan sonra, ‘mucize kür’, ‘sihirli’, ‘yeni icat’ anonsuyla piyasaya sürülüyor. Ancak kimi zaman günah keçisi esnaf bile olabiliyor. Şirinevler’de bu tür ürünleri satan Güven Deva’nın sahibi Hacı Dursun İpek, onlardan biri. Birçok kez Tarım Bakanlığı tarafından, ‘sattığı ürünlerin içeriğindeki noksanlıklar’ gerekçesiyle para cezasına çarptırıldığını anlatıyor. “Neden üretici firma, bunları bana satabiliyor o zaman?” diye isyan ediyor İpek.

Gıda ve Tarım Bakanlığı’ndan aldığımız son bilgiye göre, 17 Aralık 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 5996 sayılı ‘Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’na göre artık sadece gıdaya değil, işletmelere kayıt ve onay belgesi düzenlemek zorunlu hale geldi. Yani işletme denetleniyor, bakanlık kaydına alınıyor ve ürünlerden numune alınarak, aktif maddesine bakılıyor. Şimdilik yasanın eski haliyle onay alan ürünler piyasada, 2013’den sonra yasa tamamen uygulamaya geçecek. Bakanlığın çalışmaları sürüyor.

Zehirli bitkiler listesi
Tarım ve Gıda Bakanlığı’ndan onay verdikleri ürünlerin listesini alamadık çünkü onlar sadece gıdaya onay veriyor. Onun yerine inceledikleri bin 500’e yakın bitki listesine bakabilirsiniz. İnceleme sonucunda 266 bitki yasaklanırken, 125 bitkinin toz edilmiş kısımları ve ekstreleri ile 43 adet mantar ekstresinin gıda takviyelerinde yer alamayacağına karar verildi. Liste, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Risk Değerlendirme Daire Başkanlığı adı altında, gkgm.gov.tr adresinde.

Belki, bir ihtimal…
uzman Dr. Ayça Kaya, bitkisel özlü tabletlerle aniden gelen ölümün sebeplerinin şöyle açıklanabileceğini söylüyor: “Belki de kalbin elektrofizyolojisini bozuyor yani ritim bozukluğuna yol açıyor ve bu tedavi edilmedikçe, bir gün kalp, aniden iflas ediyor. “İskemik” dediğimiz kalbin beslenme yetersizliğine bağlı durumlar da söz konusu olabilir. Ya da vücutta birden potasyum yükseliyor, böbrek fonksiyonunu bozuyor, bu fark edilmiyor ve potasyumun üst sınıra çıkmasıyla kalp duruyor.”

Dt.Simge Çıtak’tan
Doğru bildiğimiz 10 yanlış

1- Mısır ekmeği, buğday ekmeğinden daha kalorili değil. Eşit miktarda yendiği sürece tüm ekmeklerin kalorileri birbirine eşit olur.
2- Muz, çok kalorili bir meyve değildir. Bir küçük elmayla, bir küçük muzun kalorisi eşittir. Ölçüye dikkat etmek şartıyla, tüm meyveler yenebilir.
3- Aç karnına limon suyu veya sirke içmek yağları yakmaz. Limonun zayıflatıcı etkisi olduğuyla ilgili bilimsel bir gerçek henüz ortaya konmadı.
4- Diyet bisküvilerin, krakerlerin de kalorisi var. Üç diyet bisküvi bir dilim ekmeğe eşit.
5- Kilo vermek için içilen zayıflama çayları adı altında toplanan tüm bitkiler, vücutta su kaybına sebep olur. Kilo vermek, vücuttan yağ kaybıyla mümkün olur ama bitkilerin böyle etkileri olmaz.
6- Saat 19:00’dan sonra yemek yediğiniz için kilo almazsınız. Sağlıklı kilo vermek için kural, yemeğin ne zaman yendiği değil, gün içinde ne kadar yendiği ve ne kadar fiziksel aktivite yapıldığıdır. Öğünler arasında en az 3-5 saat boşluk bırakmak gerekir.
7- Kilo verirken hiç yağ tüketmemek yanlış. Bu kez yağda eriyen vitaminlerin (A,D,E ve K) yetersizliği görülür.Bu vitaminlerin emilimi için yağa ihtiyaç var.
8- Sadece protein ağırlıklı diyet yaparak hızlı zayıflamak, doğru bir yöntem değil. Protein vücut mekanizmasını hızlandırır ancak kas dokularını eksiltir ve su kaybına neden olur. Kilo verdiğinizi zannedersiniz ancak metabolizma yavaşladığı için diyet, sonrasında hızla kilo alınır.
9- Kuru meyvelerin daha fazla kaloriye sahip olduğu doğru. Şeker oranının taze meyvelere oranla yüksek olması nedeniyle, fazla tüketmemek gerekir. Ara öğünlerde dört kuru kayısı veya bir kuru incir veya beş kuru erik bir porsiyon meyveye eşittir.
10- Maden suyu da soda gibi kilo vermeye yardım eder ama zayıflatıcı etkisi yoktur.

KULLANANLAR ANLATIYOR!

Üst sınırda tansiyon ve ağlama nöbeti
A. B. / 43 yaşında, kadın (İsmini açıklamak istemiyor)
“Biber hapından kullandım. Annem aktardan almıştı. İlk kapsülden sonra tokluk hissi başladı. Yemek yemiyordum, hatta aklıma bile gelmiyordu. Birkaç gün sonra yan etkileri başladı. Uykusuzluk, baş ağrısı, ağızda kuruluk, sürekli susuzluk hissi, kalp çarpıntısı, nabız yükselmesi oldu. Tansiyonum normalde 11/ 7’ iken 14/10’a kadar çıktı. Bir hafta sonra ağlama krizleri başladı. Zayıflıyordum ama içeride, biyolojik olarak zarar gördüğümü fark ediyordum. Bir yıl boyunca, bir iki ay aralıklarla kullandım. 65 kilogramdan 57 kilograma düştüm. Yaklaşık sekiz kilo verdim ama ürünü bıraktıktan sonra yemek yeme isteğim arttı ve kilo aldım. Hamburger yiyordum, ardından evde börek yiyordum, sonra çikolata… Normalde bu kadar fazla yiyen biri değildim. Artık kullanmak istemiyorum. Sağlıma çok zararlı ama hiçbir diyet de bu kolaylığı sağlamıyor.”

Gadıropta 40’tan 48’e farklı beden kıyafet
Sezin Özcan / 24 yaşında, kadın
“Bitkisel destek ürünlerinin yan etkilerini görüyordum ama zayıfladığım için aileme bahsetmiyordum. Kalp çarpıntısı, halsizlik oluyordu. Hatta çarpıntıdan bazen yatamıyordum. Tokluk hissi yaratıyordu, yemek yiyemiyordum ama bu defa midem bulanıyordu. İki ay içinde günde bir kapsül alarak, iki kutu bitirdim, yaklaşık 10 kilogram verdim. Ardından Meksika biberi özlü kapsülden kullandım. Yan etkisi anksiyete oldu. Öfkemi kontrol edemiyordum, agresifleştim. Bu ürünü 45 gün kullandım. Bir buçuk yıl önce altın çilek özlü kapsüllerden yaklaşık üç ay kullandım. Bıraktıktan sonra ekstra kilo almaya başladım. Sizin gardırobunuzda kaç farklı beden var? Benim gardırobumda 40 ile 48 beden arası birçok kıyafet var. Bu ürünlere başladığımda, 16 yaşındaydım, 72 kilogramdım. Şimdi 24 yaşında, 92 kilogramdayım. Ayrıca bu ürünleri hep kaçak şekilde elde ettim. Yurt dışından el altından getiriliyordu, çünkü Tarım ve Gıda Bakanlığı’ndan onaylı ürünler, bende aynı etkiyi yaratmıyordu,”

Epilepsi hastasına yanlış öneri
Fethiye Eresin/ 58 yaşında, kadın
“Kendimi bildim bileli kilo vermekle uğraşıyorum. Ömrüm diyet yapmakla geçti. 85 kilogramdım. Sadece bir kez bitkisel takviye kullandım, birkaç sene önceydi. Üzerinde “Hiç diyet yapmadan, bol su içerek kullanacaksınız” yazıyordu. İnternetten satın aldım. Gıda ve Tarım Bakanlığı onayı vardı. “Ne zararı olabilir?” dedim, denedim ama hiçbir etkisini göremedim, kilo vermedim. Her öğünde bir tane içiyordum. Kızım da kullanmak istedi ama kendisi epilepsi hastası. Firmayı aradım ve “Epilepsi hastaları kullanabilir mi?” diye sordum. Kullanabileceğini söylediler, bir kutu kullandı ama kızımda mide bulantısına sebep oldu. Ardından ikimiz de bıraktık. En son Afrika mangosundan bahsediliyordu, kullanmak istedim, araştırdım ama artık güvenmediğim için kullanmıyorum.”

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
SağlıkZayıflama&Diyet
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

Benzer Konular