1- Antioksidanları İhmal Etmeyin!
Antioksidan, özellikle sağlıklarıyla ilgilenen kişilerin son zamanlarda sık olarak karşılaştığı bir kelime. Bunun nedeni son 10 yılda gerçekleştirilen araştırmaların sonucunda yatıyor. Bu bilimsel çalışmalara göre, Antioksidan maddeler olan C ve E vitamini ile vücutta A vitaminine dönüşen beta-kroten, kalp hastalıkları ve kanserden koruyucu özellikler taşıyor. Özellikle kalp-damar hastalıklarının tedavisinde antioksidanların yararlı etkileri olduğu artık kanıtlanmış bir bulgu. Çok zararlı moleküller olan ve kalp rahatsızlıklarına sebep olan serbest radikallerin vücuda verdiği hasarın engellenmesi açısından antioksidanlar büyük önem taşımaktadır.
2- Sigara İçenler Dikkat!
Serbest radikallerin kalp hastalarına ve kansere neden olduğunu belirtmiştik. Peki sigara içmenin serbest radikalleri önemli oranda arttırdığını biliyormusunuz? Bununla birlikte, sigara serbest radikallerle savaşan A, C ve E vitaminlerini de azaltıyor
3-Kolesterolü Kontrol altında Tutun
Yağ ve toksin bakımından zengin gıdalar fazlaca tüketildiğinde oluşan kolesterol tıpkı stres veya sigarada olduğu gibi yaşın ilerlemesiyle damarlarımızı tehdit ediyor. Bu şekilde meydana gelen kalp-damar rahatsızlıklarında ise önlem almak tedavi etmekten çok daha kolay
4- Kolesterol Ne Zaman Tehlikeli?
Yapılan çalışmalar neticesinde beyaz etler yani tavuk ve deniz ürünleri dışında kalan hayvansal proteinlerde, kırmızı et denilen koyun, keçi, dana ve sığır etinde özelliklede bunların yağlı olan kesimlerinde yüksek oranda kolesterol bulunduğu tespit edilmiştir.Kolestrol yüksekliği konusunda uygulanan tedavi programı kandaki kolesterol değerlerine göre değişir. Normal değerin 200 mg olarak düşünüldüğü gözönüne alınırsa, normal değerlerin altında seyreden değerler için kişinin normal beslenmesine devam etmesi, beş yılda bir kolesterol kontrolüne gitmesi önerilir
5- Herkes Uyuduğunda
Herkesin işi bittiğinde sizin hala yapacak çok işi oluyor. Fakat siniriniz ve öfkeniz fazla çalışmaktan değil, kimsenin sizin yaptığınız fedakarlıkların farkında olmamasından. İnsanlar size teşekkür bile etmiyor ve moralinizi düzeltmek ya da gönlünüzü almak için çaba göstermiyorlar. Gece, herkes evde uyuduğunda günlük yorgunluğunuz ve işleriniz arasında mola vererek üzüntünüzü, bir sürü bisküvinin yanında bir bardak sıcak süt ya da nutella kavanozuyla gideriyorsunuz.
ÖNERİLERİMİZ;
-Gece sinirlenmeniz, genellikle derin korkulara bağlıdır. Sizi korkutan şeyler üzerinde fazla düşünmemeye çalışın.
-Tek başınızayken dürtülerinizi bastırmaya çalışın. Kendinizi bir kitap ya da dergiyle oyalayın.
-Kendinize dönmek ve neşenizi bulmak için herkesten uzak, bir hafta tatile çıkmayı deneyin.
6- Buzdolabı Sizi Çağırıyor
İstek ve arzularınızı frenlemek için hep kendinizle çatışıyorsunuz. Günlük olaylarla yada işinizle meşgul olduğunuz zamanlarda konsantrasyonunuz maksimumda. Kendinizi tamamıyla sorumluluklarınıza ve görevlerinize veriyorsunuz. Fakat yelkenleri suya indirdiğinizde ve direnciniz kalmadığında, yasak arzu ve özlemlerinizin dünyası gün ışığına çıkıyor. İşte o zaman mutfakta duran buzdolabı dayanılmaz şekilde sizi kendine çağırıyor. Ve siz bir anda kendinizi dokunmayacağınıza söz verdiğiniz o kapağı açarken buluyorsunuz.
ÖNERİLERİMİZ;
-İşinizle meşgulken ara sıra bir şeyler atıştırmayı adet edinin.İşleriniz bittiğinde kendinizi yemeğe vermek isteyebilirsiniz. Biraz daha doymuş bir mide, yemeğin size baştan çıkarmaması için yardımcı olacaktır.
-Evde uzun süre yalnız kalmamaya dikkat edin, özelliklede yapacağınız bir iş yoksa …kendinizi kontrol altında hissetmek, dürtülerinizden korunmanıza yardımcı olur.
-İşteyken yanınızda her zaman karnınızı tok tutacak kepekli bir bisküvi ya da meyve gibi yiyecek bir şeyler bulundurun.