Otizm Hakkında Yaygın Mitler
Tüm Amerikalı çocukların yüzde birden fazlasında otizm var. Bu bir efsane değil. 2010 yılında, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, o yıl her 68 çocuktan birine otizm teşhisi konduğunu bildirmiştir. Bu, sekiz yıl önce teşhis edilen çocuk sayısının iki katından fazladır.
Bilmediğimiz şey, artan sayıların daha fazla kamu bilincinin bir sonucu olup olmadığı ve bu nedenle daha fazla insanın bir teşhis araması olup olmadığı veya sayıların durumun artan bir prevalansını yansıtıp yansıtmadığıdır.
Hangi senaryodan bağımsız olarak, otistik spektrum bozukluğunun kamuoyunda artan farkındalığının yanı sıra ortaya çıkan birçok efsane ile mücadele etmek zordur. Çoğu zaman medyanın otistik bireyleri tasvir etmesi, insanlara otizm hakkında çarpık bir bakış açısı kazandırır. Bir yandan, halkın otizm konusunda artan bir farkındalığa sahip olması iyidir. Öte yandan halkın, kamu politikası ve otizmden etkilenen insanlarla ilişkileri hakkında daha bilinçli kararlar verebilmeleri için gerçeği kurgudan ayırabilmesi gerekir. Otizmle ilgili birçok yanlış anlamadan bazıları:
Otizmli İnsanlar Aynı
Otizmsiz insanların hepsi birbirine benzemez. Tek yumurta ikizleri gibi yakın akrabaları bile inançlarında, tutumlarında ve hayata bakışlarında şaşırtıcı derecede farklı olabilir. Nasıl diyabetli iki kişi aynı değilse, otizmli iki kişi de durumlarından aynı şekilde etkilenmez.
Otizm, birçok nörolojik bozukluk gibi, geniş ve çeşitli bir spektrumdadır. Otizmli bazı insanlar, özellikle de yoğun ilgi duydukları alanlar hakkında, diğerleri ile coşkuyla konuşurlar. Diğerleri tamamen sözsüzdür. Bazıları kendilerini susturmak için şarkı söyleyebilir veya sallayabilir. Diğerlerinin fiziksel dokunuşa aşırı duyarlılıkları vardır.
Otizmli birçok insan sosyal ipuçlarını deşifre etmekte zorlanır. Genellikle bu zorluk, kendileri ve diğerleri arasında geçmesi zaman ve sabır gerektiren duygusal bir engele sahip olmalarına neden olur. Otizmi olan birini tanımak için ekstra çaba gerektirse de, çaba bu mücadeleye değecektir.
Otizmli İnsanlar Kurtarıcıdır
Çeşitli alanlarda dahi olan otizmli çocuklarla ilgili iyi niyetli gazetecilerin insan ilgisi öykülerinin körüklediği bu efsane, bilgisiz halkın otizmi olan tüm insanları savan olarak nitelendirmesine neden olur. Bu hiç de böyle değil. Otistik spektrumdaki sadece birkaç kişi sanat veya bilimde onları savan olarak niteleyecek yeteneklere sahiptir.
Otizmli İnsanların Şiddet Eğilimleri Var
Bu yanlış anlama, otizm hakkında cahil olan insanlar için çok sayıda haksız korkuya neden olur. İnsanların böyle patent saçmalıklarına inanmalarına neden olan, bilinmeyenin korkusudur. İnsanlar otistik bir kişiyi, kişisel alanı ihlal edildiğinde aşırı tepki gösterdiğini görürlerse, o kişinin şiddet kullandığına inanabilirler. Onlar değil. Sadece rahatsızlıklarını mümkün olan en iyi şekilde iletmeye çalışıyorlar.
Öte yandan, yanlış bilgilendirilmiş insanlar sözel olmayan otistik insanlardan başka yaygın bir mitten korkarlar, “bu daima utangaçtır.” Gerçekler aksini söylüyor. Otizmi olan kişilerde şiddet eğilimleri diğer gruplardan daha yaygın değildir.
Otizmli İnsanlar Zihinsel Engelli
Otizmli kişilerde nörolojik bir bozukluk vardır. Kişinin beyninin yapısındaki anormalliklerin neden olduğu bir bozukluktur. Zihinsel engellerle doğrudan bir ilişki yoktur. Her ne kadar otizmli birçok insan dil ve sosyal ipuçları yoluyla iletişim kurmakta zorlanırsa da, karmaşık kavramları işleyemediklerinin bir göstergesi değildir. Aslında, otizmli birçok insan, iletişimdeki zorluklarını telafi eden konaklama yerleri olduğunda, zihinsel yetenek testlerinde ortalamanın üzerinde performans gösterir.
Otizmli İnsanlar Uzun Süreli İlişki veya Kariyer Alamaz
Birçok senaryo yazarı otistik insanları başkalarına karşı bir hisleri yokmuş gibi gösterir. Otizmli birçok insan duygularını sosyal olarak kabul edilebilir bir şekilde ifade etmekte büyük zorluk çekse de, bu hiçbir şekilde başkalarıyla empati kurmadıklarını göstermez. Otizmi olan birçok kişi başkalarıyla yakın bağlar kurmuş, aşık olmuş, evlenmiş ve aileleri büyütmüştür. Otizmi olan birçok insan, gelişebildikleri bir çalışma ortamına sahip olmaları koşuluyla, gerçek bir tutkuya sahip oldukları alanlarda başarılı kariyerlere sahiptir.