Öğrenci motivasyonu

Bebekleri ve ilk yaşlardaki çocukları hareket ettiren en büyük güç meraktır. Keşfetmek, iletişim kurmak ve çevrelerini tanıyabilmek onlarda yoğun bir istek meydana getirir. Bu konuyla ilgili bir yazarın tespiti...

Bebekleri ve ilk yaşlardaki çocukları hareket ettiren en büyük güç meraktır. Keşfetmek, iletişim kurmak ve çevrelerini tanıyabilmek onlarda yoğun bir istek meydana getirir. Bu konuyla ilgili bir yazarın tespiti yerindedir. “Çok az insan, ailelerin bebeklerinin motivasyonsuz olduğu şikayetini duyar” (James Raffini 1993). Ancak maalesef, çocuklar büyüdükçe öğrenmeye karşı olan tutkuları azalır. Artık ögrenme onlar için zevk yerine sıkıcı ve yapılması gereken bir mecburiyettir. Bunun sonucunda çok sayıda ögrenci okulunu mezun olmadan bırakmaktadır. Çogu öğrenci fiziksel olarak sınıftadır ama kafaları (düşünceleri) başka başka yerlerdedir. Bir türlü öğrenme üzerine yoğunlaşamamaktadırlar.

Öğrencilerin öğrenmeye karşı düşüncelerini ve davranışlarını öğrenmek eğitimciler için ögrenmeye karşı soğukluğu azaltmada yardımcı olabilir.

Öğrenci motivasyonu nedir?

Kısaca, öğrenci motivasyonu ögrencilerin öğenme sürecine katılma isteğidir. Ayrıca öğrencilerin akademik aktivitelere katılıp katılmama sebebleriyle de ilgilidir. Ögrencilerin bir işi yapmak için eşit motivede olmasına rağmen motivasyon kaynakları veya sebebleri değişik olabilir. İçsel (intrinsically) motive olmuş bir öğrenci aktiviteyi “aktivitenin vereceği haz, sağlayacağı öğrenme ve harekete geçirdiği başarma duygusu için, kısaca aktivitenin kendisi için” yapar. (Mark Lepper 1988) Dışsal (extrinsically) motive olmuş öğrenci ise “ödül kazanmak veya cezadan kurtulmak için” yapar.(Lepper) Örneğin not, öğretmenin gözüne girme, onlar için en büyük hedeflerdir.

“Öğrenme için motivasyon” ise değişik bir anlam ifade eder. Bir yazar şöyle tanımlar: “Akademik öğrenme işi-nin içsel ilginç olup ol-madığına bakılmasızın öğ-renci için anlamı, değeri ve faydaları” (Hermine Mars-hall 1987). Ayrıca “öğrenme için motivasyon” uzun vadede ve tamamen öğrenme sürecine kendini verebilmeyi de ifade eder. (Carole Ames 1990)

Öğrenci motivasyonu-nun gelişmesini etkileyen faktörler Jere Brophy’e göre (1987) öğrenme motivasyonu model alma, beklentilerin iletişimi, ve önemli şahsiyetlerin örneğin aile veya öğretmenlerin verdikleri direktif-lerin oluşturduğu genel tecrübeler yoluyla kazanılmış bir yetenektir.

Çocuklar okula başladıkları zaman artık okulla ilgili başarı ve başarısızlıkla alakalı fikirleri oluşmaya başlayacaktır. Başarı ve başarısızlık kaynakları veya sebebleri çocukları için öğrenme ile nasıl başedebilecekleri hakkında ipuçları verir. Örneğin çaba, yetenek, şans veya zorluk derecesi önemli kaynaklardır.

Öğretmenlerin, öğrencilerinin öğrenme veya kendilerinin öğretme ile ilgili yargıları da önemli bir etkendir. Deborah Stipek’in dediği gibi (1988): “Çoğu zaman eğer öğretmen öğrencilerinden öğrenmeyi bekliyorsa, öğrenci de öğrenmeyi bekliyordur.”

Okulların uygulamaları ve okul iklimi de öğrenme ile ilgili tutum ve yargıları etkileyen unsurlar arasındadır.

Gelişimsel değişiklikle-rinde motivasyona etkisi inkar edilemez. Örneğin çocuklar başa-rısızlıklar karşısında bile başarıya büyük umut besledikleri halde daha büyük öğrenciler veya çocuklarda böyle birşey yoktur. Ayrıca çocuklar gayreti pozitif bir çaba görürken büyük çocuklar onu “iki tarafı keskin bıçak” olarak görürler.

İçsel motivasyonun faydası var mıdır?

Gerçekten öğrencinin içsel veya dışsal motivasyonu öğrenmeye etkili midir? bulgulara baktığımızda “evet” diyebiliriz.

Eğer öğrenciler içsel mo-tivasyona sahipse öğrenciler daha fazla çaba gerektirecek stratejiler geliştiebilir ve kendilerini bilginin derinliklerine ulaştırabilecek yöntemler bulabilirler. (Lepper) J. Condry ve J. Cambers’in (1978) bulgularına göre, öğrenci karmaşık zihinsel problemlerle karşılaştığında dışsal motive olmuş öğrencilere göre içsel motive olmuş öğrenciler daha fazla mantıksal bilgiler ve karar verme stratejileri kullanırlar.

Dışsal motivasyona sahip olanlar ise maksimum kazanç için minimum çaba ve enerji harcamayı severler (Lepper) ayrıca içsel motivasyonlu öğrenciler çok zoru sevmezler.
Tüm eğitimsel aktiveler içsel motiveli olmamasına rağmen bu bulgulara göre eğer öğretmen bunu farkedebilirse, onun için muhtemel kazançlar var demektir.

Ailenin motivasyondaki rolü

Çocukların aile çevresi öğrenmeye karşı oluşturabilecek yargının ilk basamağıdır. Aileler çocuklarının yaşadıkları hayatla ilgili doğal olan meraklarını doyurabilmeleri çok önemlidir. Onların sorularını hoş karşılama, araştırmak ve keşfetmek için cesaretlendirme ve onların dünyalarını geliştirebilecek kaynaklarla tanıştırma, çocuklara öğrenmenin eğlenceli ve tatmin edici olduğunun mesajlarıdır.

Eğer çocuklar kendine güven duygusuyla beslenirse, artık öğrenmeyle ilgili riskler alabileceklerdir. Aksine eğer çocuklar kendilerindeki “yapabilirlik” kabiliyetini farkedemezlerse karşılaştıkları zorluklar ve başarısızlıklar onu yıldıracaktır.

Ömer Bozkırlı

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Eğitim

Benzer Konular