Turizmde hızla yükselen Türkiye, deniz-kum-güneş üçlüsünün dışına çıkıp yeni temalar geliştirmeye çalışıyor.
En önemli avantajlarımızdan biri kültür turizmi. Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bengi Ertuna’ya göre, Türkiye’de turizm, kültür temasıyla başlamıştı, şimdi yeniden oraya gidiyor
Türkiye turizm açısından büyük potansiyele sahip olmasına rağmen, turizmi planlı şekilde geliştirme çalışmalarına ancak 1980’lerde başlandı. Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bengi Ertuna’ya göre, bu yıllara kadar ağırlıklı olarak kültür turizmi ürünlerine dayalı oluşan Türkiye turizm piyasasında, fiziksel yatırımlar ve kapasite de bu yönde ilerledi, farklı bölgelerdeki kültür turizmi kaynakları çevresinde gelişti: “1980’li yıllarda liberal ekonomik politikalar çerçevesinde, turizm bir kalkınma aracı olarak benimsendi, bu yönde adımlar atılmaya başlandı. Turizmin teşviklerinin genel çerçevesini belirlemek amacıyla 1980’de Turizm Koordinasyon Kurulu oluşturuldu, 1982’de Turizmi Teşvik Kanunu yürürlüğe girdi. Yasa turizmdeki gelişmeleri önemli ölçüde şekillendirdi. Bu dönemde, turizm politikaları kültür varlıklarına dayalı turizmin geliştirilmesinden kitle turizminin geliştirilmesine doğru kaydı. Bu doğrultuda Akdeniz bölgesinde turizme yönelik altyapı yatırımlarına girişildi, üst yapı yatırımları teşvik edildi. Sonuçta, coğrafi olarak Akdeniz Ege sahillerinde kümelenmiş, ağırlıklı olarak tatil köyü veya beş yıldızlı otel kategorisinde, kitle turizmine yönelik bir konaklama kapasitesi oluştu.”
Kapasiteyi ucuza satıyoruz
Bu hızlı gelişim doğrultusunda, ülkeye gelen turist sayısı ve turizm gelirleri büyük ölçüde arttı, Türkiye önemli bir turizm ülkesi haline geldi. Bu arada doğal kaynaklara dayanan kitle turizminde, ürün standart güneş-deniz-kum tatil paketlerinden oluştuğundan ve farklılaştırılamadığından yoğun fiyat rekabeti yaşanıyor; yaratılan kapasite çok ucuza satılıyor. Prof. Dr. Bengi Ertuna, turistlerin tatil köylerinden çıkmadığı için yerel ekonomiye katkılarının sınırlı olduğunu söylüyor: “Sonuçta, kitle turizmine hizmet veren büyük turizm yatırımlarıyla ülke potansiyelini yakalayamıyor. Dünya Turizm Örgütü 2011 istatistiklerine göre Türkiye gelen turist sayısı açısından altıncı sırada olmasına rağmen, turizmden elde edilen gelirler açısından 12’nci…”
Küçük işletmelere destek
Bu olumsuz gelişme, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 2007’de hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023 raporunda da ele alınıyor. Sektörün sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde yeniden yapılanması için stratejiler sıralanıyor. Turizmin çeşitlendirilmesi, alternatif temaların geliştirilmesi, otel odaklı gelişimden çok varış noktası odaklı gelişime yönelim öngörülüyor.
Prof. Dr. Bengi Ertuna’ya göre, çevre açısından zararları en aza indirebilmesi, yaratılan değerlerin yerel ekonomiye daha çok kalabilmesi, kültürel ve sosyal dokunun korunabilmesi açısından, küçük boyutlu işletmeler bu stratejilerle daha uyumlu. Mevcut stratejik raporda ve eylem planlarında, küçük turizm işletmelerine yönelik teşvik ve destekler bulunmakla birlikte halen küçük işletmeler önemli sorunlar yaşıyor.