Komedi Biçim Değiştiriyor

“Küfürsüz komedi olmaz mı?” tartışmaları… Absürt komedi dizileri… Ve bunların ortasında bir trajikomedi: ‘Mutlu Aile Defteri’. Filmin iki genç yıldızı Büşra Pekin ve Öner Erkan ile kendi ailelerini ve...

“Küfürsüz komedi olmaz mı?” tartışmaları… Absürt komedi dizileri… Ve bunların ortasında bir trajikomedi: ‘Mutlu Aile Defteri’.

Filmin iki genç yıldızı Büşra Pekin ve Öner Erkan ile kendi ailelerini ve komediye dair tartışmaları konuştuk. İkiliye göre, ‘Leyla ile mecnun’ ile başlayan ‘absürt komedi’ televizyonun ve sinemanın yükselen değeri.

Geçtiğimiz yılın şubat ayında İzmir, son 20 senenin en soğuk kışını yaşarken, şehrin ara sokaklarından kahkahalar yükseliyordu. Çünkü Tuncel Kurtiz’den Binnur Kaya’ya, İlker Aksum’a kadar dev bir kadro, ‘Mutlu Aile Defteri’ filminin çekimleri için kamera karşısındaydı.

Vizyon tarihi 8 Şubat olan filmin perde arkasını, iki oyuncusu Büşra Pekin ve Öner Erkan böyle anlatıyor. Ancak bu setin, eğlencesi dışında onlar için başka bir cazibesi daha vardı. İkisi de İzmirli, hatta aynı okuldan, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden mezun. “Bir taşla iki kuştu” diyor Pekin. Fırsattan istifade, aileleriyle geçirdikleri güzel zamanın tadı iki oyuncunun da hâlâ damağında.

“Depresyonda yiyen kız da olur”

Bu durum, filmin senaryosuna kısmen benziyor aslında. İkisi de bir zamanlar kendi hayatlarını kurmak için güle oynaya İstanbul’un yolunu tuttukları günden epey farklılar; aileye özlem büyük. ‘Mutlu Aile Defteri’ de bundan bahsediyor zaten. Emekli asker Yıldırım Taşyumruk’un disiplininden kaçan üç çocuğunun tekrar baba ocağına dönüşünü anlatan hikâye, aile kavramını sorgulayan bir trajikomedi. Sıklıkla dramlarda izlediğimiz Tuncel Kurtiz’in başrolde olmasına bakıp, trajik yanının fazla olduğunu düşünmeyin. Pekin’in “Komedi mi daha ağır basıyor, trajedi mi?” sorusuna verdiği cevap, filmin komedi dozajının yüksek olduğunun kanıtı: “Benim canlandırdığım karakter için depresyondan zayıflamış kara kuru birini hayal etmişler aslında. Görüştük ve ‘Depresyonda yiyen kız da olur’ dedik.”

Peki o depresyonda yer mi? “Çok şükür ki depresyona girmiyorum ama lezzetli yemek buldukça yerim” diyor. Komplekssiz, açık sözlü ve samimi… Kafayı fit vücuda sahip olmaya takmış kadın meslektaşlarından epey farklı, tek derdi canlandırdığı karakterlere kendinden bir şeyler katabilmek. Yılmaz Erdoğan, onun için “Adile Naşit, Yasemin Yalçın gibi komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi” yorumunu yapmakta haksız sayılmaz.

“Seni seviyoruz Tuncel Ağabey!”

Ardından Öner Erkan alıyor sözü. Senaryoyu evde tek başına kahkahalar atarak okuduğunu ve “Ne rol verirseniz oynarım” demek için telefona sarıldığını anlatıyor. Bu arada kadroda yok, yok. Tuncel Kurtiz, Binnur Kaya, İlker Aksum, Goncagül Sunar, Bülent Emin Parlak… En merak ettiğimiz isim Tuncel Kurtiz oluyor tabii ki. Sebebi basit. Son olarak hafızalara ‘Muhteşem Yüzyıl’daki kadı rolüyle kazınan, ondan önce ‘Ezel’ dizisinde canlandırdığı Ramiz Dayı’nın tok sesi hâlâ kulağımızda çınlayan oyuncu, bir komedi filminin setine nasıl uyum sağlar? Cevap, “Muhteşem!” Birbirlerine bakıp, manidar bir gülüş atıyorlar. “O kadar değişik hikâyeler anlatıyor ki! Bir de tam hevesle dinlerken, ‘Bu kadar yeter’ deyip, yarıda kesip gidiyordu” diyor Pekin. Gerisi sır. İkisi de kayıt cihazına eğilip, “Seni seviyoruz Tuncel Ağabey” diye bağırıyorlar.

“İçlik, sette candır”

Böyle bir kadro bir araya gelince, hiçbir eksik göze çarpmıyor haliyle; soğuk havada tiril tiril elbiselerle kamera karşısında rol kesmek bile. Çünkü yazın çekilmesi planlanan filmin başlangıç tarihi Şubat ayına alınmak zorunda kalmış. İzmir’in ılıman ikliminden medet umarken, şanssızlık o ki, şehir o sırada, son 20 yılın en soğuk kışını yaşamış. Peki beş hafta nasıl geçmiş böyle? Öner Erkan dayanamıyor ve “İçlik giydim” itirafında bulunuyor, yetmiyor, “Neden giymeyelim? Vallahi duydum George Clooney bile giyiyormuş” diye devam ediyor. Pekin de destekliyor onu: “Evet, içlik sette candır! Bir de ayaklarımızın altında, çorabın üstüne yapıştırdığımız yakı, hayatımızı kurtardı. Ayağımızın altında durdukça da ısınıyordu” diye o anı bile tatlı tatlı anlatıyor. Ancak “Çok gülme, başına kötü bir şey gelir” batıl inancı yerini buluyor ve talihsiz bir kaza yaşanıyor. Filmde rol alan köpekle çok haşır neşir olan İlker Aksum, ayağını kırıyor ve çekimlere üç hafta ara veriliyor.

“Teyzem Alzheımer olmuştu”

Aksum’a üzülüyorlar elbette ama bu bir yandan da Öner ve Pekin için aileleriyle daha fazla zaman geçirmek için fırsat ol muş. Peki, onların aileleri nasıl? Filmdeki otoriter baba Yıldırım Taşyumruk’la uzaktan yakından alakaları yok. Ayrıca ikisi de ailenin ikinci çocuğu, kendi deyimleriyle ikisi de tekne kazıntısı. Öner Erkan, “Ağabeyim var, onun adına karar verdikleri oldu ve sonra bunun hata olduğunu fark edince benim için “Ne hali varsa görsün” dediler” diyor. Aynısı Büşra Pekin için de geçerli: “Ablamın da tiyatroya merakı varmış ama o dönemde fırsatını bulamadığı için diyememiş.” Yaşları ilerledikçe, ailelerini daha mı fazla özlüyorlar? Yeni yılı ailesiyle İzmir’de kutladığını söylüyor Öner Erkan. “Gözlerimizin önünde yaşlanırlarken, onlarla daha çok vakit geçirmek aslında bunun adı” deyip duraksıyor ve “Teyzem alzheimer olmuştu. Şu anda yaşadığını beş saniye sonra unutmak, güzel aslında. Sen, ‘Dünyayı algılayamıyor, beni tanımıyor’ diyor, üzülüyorsun ama o, mutlu; bebek gibi…” diyor.

Absürt komedinin yükselişi

Tıpkı bu sohbet gibi ‘Mutlu Aile Defteri’ de bir güldürüp, bir hüzünlendiriyor. Film bir trajikomedi ancak oyuncuların son dönemin yükselen türü absürt komedi ile ilgili ciddi tespitleri var. Özellikle ‘Leyla ile Mecnun’ dizisiyle sevilip, Büşra Pekin’in de 13 bölüm rol aldığı ‘İşler Güçler’ ile devam eden yeni bir komedi türü bu. Kimine göre klasik komediye alternatif, kimine göre komedinin geleceği. Pekin, yeni kuşak izleyicilerin bu türü çok sevdiğini söylüyor. Öner Erkan da katılıyor. Rol aldığı, ancak kısa süre sonra yayından kaldırılan, ‘Üsküdar’a Giderken’ dizisinin de bu tür bir komedi olduğunu ama o dönem anlaşılmadığı için harcandığını anlatıyor ve ekliyor: “Her 10 yılda bir jenerasyon değişiyor. Şimdiki izleyici, özellikle gençler bunu istiyor.” Komedi filmleriyle ilgili süregelen başka bir tartışma konusuna bağlanıyor sohbet. Senaristlerin küfrü bolca kullanmaları, hatta izleyiciyi sırf bu yolla sinema salonuna çektiklerini söylemek, haklı bir eleştiri mi? Büşra Pekin, “Küfür hayatın içinde var. Sinema, gerçekleri yansıtıyorsa, neden kullanılmasın? Fakat bu, ticarete hizmet ederse, izleyici fark eder ve uzaklaşır” diyor. Öner Erkan, konuyu Cem Yılmaz’ın sahneden verdiği cevapla noktalıyor: “‘Benim konuştuğum adam öyle bir adamdı’ demişti Cem Yılmaz. Mesela ‘Mutlu Aile Defteri’nde küfür az. ‘Niye küfür etmeden bizi güldürdüler?’ diye eleştirebilir miyiz?”

Dev kadroda bir kahraman
Emekli asker babalarının disiplininden kaçan üç çocuğun etrafında dönen filmde, Büşra Pekin ve Öner Erkan’ın yanı sıra Tuncel Kurtiz, İlker Aksum, Binnur Kaya, Goncagül Sunar ve Bülent Emin Parlak gibi isimler bir arada. Öner Erkan’ın canlandırdığı evin tek yabancısı İsmet karakteri, hikâyenin belkemiği.

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
RöportajSinema
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

Benzer Konular