Kingdoms of Amalur Reckoning; Ölümden dönüp hiç bilmediğiniz bir dünyanın kralı olmak…
God of War veya Ninia Gaiden katlar kesip biçmeseniz de benzer kamera açılarına sahip olmak büyük avantaj. RPG oyunları açısından hareketli bir dönem içindeyiz. Skyrim ve Witcher 2 gibi klasiklerin sonrasında ve heyecanla beklediğimiz Mass Effect 3’ün öncesinde Kingdoms of Amalur Reckoning (KOA) sürpriz bir çıkış yaparak kendine yer edinmeyi bildi.
Geçen sene EA’nın İngiltere’de gerçekleştirdiği konferansta yapımcıların oyuna ne kadar büyük emek harcadıklarını anlamış ve özel bir oyunun ortaya çıkacağını sezmiştik. Sezgilerimiz büyük ölçüde doğru çıktı. 38 Studios isimli yeni bir firmanın ilk büyük oyunu olan KOA’da özellikle yaratıcı isimlerden oluşturduğu ekiple dikkatleri çekiyor. Ekip üyeleri arasında Spawn çizimleriyle tanıdığımız ve çizgi roman dünyasının önemli isimlerinden Todd McFarlane, fantastik kitaplar denince dünya çapında çok satanlara imza atan R. A. Salvatore ve Morrowind ile Oblivion’ın baş tasarımcı yer alıyor. Oyunda çok geniş bir harita ve yapımcıların iddiasına göre 200 saatin üzerinde süren görevler mevcut.
Oyunun aslında zayıf kalan önemli yönü de büyüklüğü. Karakterlerin ve özellikle yan görevlerin RPG oyunundan beklediğimiz derinliği tam olarak yakalayamaması. Bazen her şeyden fazla kopuyor asla hatırlamayacağımız şeyler yaşıyoruz. Biz yukarıda saydığımız ekipten daha çok bu yönde gelişmiş bir oyun bekliyorduk. Ancak yan görevlerin önemli bir artısı karakterimizi geliştirebilmemiz. Gizemli ve güçlü bir büyücü, gözlerden uzak bir suikastçı, kas gücü yüksek bir savaşçı olabilirsiniz.
Silahlar arası geçi tuşların rahatlığı, vuruş gücü, yeni seviyelere göre mantıklı şekilde güçlenmeniz ele çok iyi oturuyor.
KRALLAR GİBİ DÖVÜŞÜN
Her ne kadar konusu ve derinliği ile gönüllerde taht kursa da RPG oyunlarında bol miktarda dövüşürüz. Genellikle oyunun detaylarında boğulan ve aslında bizi o şekilde mest eden yapımcılar dövüş sistemine geldiklerinde ya bocalama yaşar ya da baştan savma bir iş ortaya koyar. KOA’nın belki de türüne göre en büyük artısı muhteşeme yakın dövüş sistemi. Öncelikle oyunun FPS değil de sırttan oynanan kamera açısında olması kavgaları çok daha çekilir ve sistemli hale getiriyor. God of War veya Ninja Gaiden kadar kesip biçmeseniz de benzer kamera açılarına sahip olmak büyük avantaj. Bunun dışında oyunun RPG’den gelen tüm değerleri dövüşe aktarması çok başarılı. Silahlar arası geçişler, tuşların rahatlığı, vuruş gücü, yeni seviyelere göre mantıklı şekilde güçlenmeniz ele çok iyi oturuyor. Özellikle Skyrim’in bu konudaki eksikliğini KOA’nın fazlasıyla kapadığını söyleyebiliriz. Sonuç olarak KOA, birçok oyunun en iyi yönünü alan, hikaye anlatımı olarak da zaman zaman sıkıntı yaşayan bir oyun. Ancak uzun soluklu bir oyun arıyor RPG seviyorsanız kendinizi bu fantastik dünyadan uzak tutmayın.
Çeçen sene EA’nın İngiltere’de gerçekleştirdiği konferansta yapımcıların oyuna ne kadar büyük emek harcadıklarını anlamış ve özel bir oyunun ortaya çıkacağını sezmiştik.