Anlamlı bir gülüş, bakış, iltifat veya hafif dokunuş gibi, cinsel birleşmeyi amaçlayarak ilettiğimiz açık işaretlerin nasıl işlediğini hepimiz biliyoruz.
Ama her gün, kontrol edemediğimiz bilinçdışı birçok işaret yaydığımızın da farkında mıyız?
“Farkında olmadan ilettiğimiz cinsel işaretler” sözüyle ne kast ediyoruz? Yapılan pek çok çalışma, kadınların ve erkeklerin, verimli bir cinsel ilişki yaşamak için, karşısındakinde bilinç dışı doğurganlık işaretleri aradığını kanıtlıyor. Bununla, sağlıklı görünüm, çekici bir vücut anlatılıyor. Ama karşımızdakilerin gözünde ne kadar etkileyici olduğumuzu belirleyen bazı gizli unsurlar var. Bu unsurlardan biri simetri.
Simetrik misiniz?
Her şeyden önce, yüzümüzdeki simetriden bahsediyoruz. 1980’li yıllarda New Mexico Üniversitesi, ne kadar simetrik olduğunu görmek için, yüzlerce öğrencinin yüzünü ölçtü. Aynı işlemi, öğrencilerin vücutlarına da uyguladı. Bu olay, bana Leonardo da Vinci’nin 1487’de çizdiği dünyaca ünlü Vitruvius Adamı’nı hatırlattı. Tarih boyunca bazen ‘Oranların Kanunu’, bazen de ‘İnsan Oranları’ olarak adlandırılan bu çizim, Leonardo’nun insanı ve doğayı ilişkilendirme girişimlerinde mihenk taşını oluşturur.
New Mexico Üniversitesi’nde, öğrencilerin ayaklarını, ellerini ve kulaklarını ölçtüklerinde, vücutları ne kadar simetrikse, cinsel olarak o kadar aktif oldukları görüldü. Liverpool Üniversitesi, kadınların suratlarının, yumurtlama dönemindeki şişkinlik yüzünden, daha simetrik bir hal aldığını keşfetti. Bu keşif ne anlama geliyor? Yumurtlama döneminde kadınlar daha çekici ve güzel oluyor. Bu da, onların erkekler üzerindeki etkisini güçlendiriyor. Şişkinliğin sebebi ise bu dönemde östrojen hormonlarının artması. Görüldüğü üzere, güzellik, sadece makyaja ve botoksa bağlı değil, aynı zamanda hormon düzeylerinin de bir sorunu.
Marilyn Monroe kadar kusursuz
Bilim adamlarını dikkate alırsak, ideal kadın simetriktir; gençliğin sembolü olan simetrik büyük gözler, simetrik elmacık kemikleri, küçük çene ve hafif basık olması gereken oval bir yüz… Marilyn Monroe, bu tiplemenin en iyi örneği.
Eğer manga’lara (Japon çizgi romanları) meraklıysanız, kadın karakterlerin sadece eğlendirmek amacıyla oluşturulmadıklarını, aynı zamanda da cinsel objeleri temsil ettiklerini görürsünüz. Manga karakterlerinin her zaman çok büyük gözleri vardır ve neredeyse hiç çeneleri yoktur.
Bir başka garip keşif ise Edinburgh Üniversitesi’nden Psikolog David Perret’ye ait. Perret, erkekleri kadın biçiminde, kadınları da erkek biçiminde tasarladı. Birçok nedenle insanlar, bilmeden kendi yüzlerinin karşı cinsteki halini seçti. Çünkü o yüz onlara, diğerlerine göre daha çekici geldi. İnanılmaz değil mi?
Kokunun çekimi
Koku da, cinsel partnerimizi seçmemizde çok önemli bir etken. Feromonları (salgılandığı vücudun dışında hareket edip, algılayıcı vücudu etkileyen kimyasallar) ayırabilmek, gerekli ama bilinç dışı yaptığımız bir eylem.
2007 yılında Rockefeller ve Duke Üniversitesi’ndeki bilim adamları Nature dergisinde, genetik değişkenliğin, vücut kokusunun algısını belirleyebileceğini belirtti. Bu değişkenlik, neden bazı insanların kokusunun bize, ter kokusu gibi çirkin, vanilya kokusu gibi çekici ya da nötr geldiğini açıklayabilir.
Viyana’daki Ludwig Boltzmann Enstitüsü, yaptığı deneyle, erkeklerin ‘kopulin’ soluduğu zaman garip davranışlar sergilediklerini gösterdi. Kopulinler, sadece kadınlara has bir feromon türü ve kadınların yumurtlama döneminde, erkeklerin çiftleşme arzularını teşvik etmek için vajinanın içinde salgılanır. Birleşme halinde kopulinler, erkeklerde testosteron seviyesini yüzde 150 artırır. Erkeklerin, kadındaki kopulinleri kokladığı zaman, o kadını daha çekici bulduğu söylenir.
Bu makalede gözler önüne serdiğim her şey, tabii ki sadece teoriden ibaret. Simetri söz konusu olduğunda, güzellik kriterleri her kültüre göre değişir. Feromonlar konusunda ise çoğu bilim adamının kuşkuları hâlâ sürüyor. Ama yine de bu konularda bilgi sahibi olmak ilginç. Yürüyüşe çıkıp karşınıza çıkan bütün kadınları ve erkekleri koklamaya kalkmayın lütfen! Ve mezura da çıkarmayın. Bu makale, bilimsel deneylere dayalı olsa da, sadece bilginizi arttırma iddiasında; polislerin sizi kaç kere tutuklayabileceğini bilme iddiasında değil.