Hıfzı Veldet Velidedeoğlu gibi büyük bir hukukçunun bu ülkede yaşamış ve eser vermiş olması, cumhuriyetimizin temel dayanaklarından biridir.
Uzun bir süreden beri cumhuriyetimiz büyük bir tehdit altındadır. Çok yönlü olan bu tehdide karşı güçlü bir direniş gösterebilmenin en önde gelen iki koşulu, hem cumhuriyet kavramını, hem de cumhuriyet kurucularını iyi bilmekten ve tanımaktan geçiyor.
Çoğu durumda cumhuriyet rejimi için bir parlamenter sistemin ve genel seçim sisteminin varlığı yeterli görülmektedir. Bunlar bir cumhuriyet için elbette temel ve hiçbir şekilde vazgeçilemez yapılardır. Fakat cumhuriyet için yeterli değildir. Çünkü bu iki sistem, cumhuriyetin temeli olan, ulusun özgür iradesinin oluşturulması, yansıtılması ve uygulanmasının araçlarıdır. Ancak bu araçlardan daha önemli olan şey, özgür ve eşit yurttaşlardan oluşan ulusun bireylerinin özgür iradelerinin yaratılması, yansıtılması ve korunmasıdır. Bunun yolu da bilimin, bilimsel düşüncenin ve eğitimin ulus içinde yayılmasından geçer.
Ayrıca yurttaşların iradelerinin ortaya çıkmasını sağlayacak özgürlük ve eşitlik hukukunun da kurumsallaşması gerekir. Böylece kendisinin, ulusunun ve doğanın çıkarlarını kavrayacak ve koruyacak bilinçte yurttaşlar yetiştirilmediği takdirde, genel seçim sistemi bir monarkın egemenlik aracı haline de gelebilir. Oysa cumhuriyeti cumhuriyet yapan şey, bütün kurumlarıyla ulusun egemenliğini sağlayan bir sistem olmasıdır.
Bizim cumhuriyetimiz eğitimsiz ve çok geri bir imparatorluğun yıkıntıları üzerine kuruldu. Kuramsal yapısıyla en gerçekçi cumhuriyet modellerinden biriydi. Fakat başlangıç koşullarının zayıflığı ve kurucu liderinin erken ölümü, gelişmesini geciktirdi ve bu gecikme, henüz varlığını garanti altına almaya yetecek olgunlaşma düzeyine gelemeden, yıkıcılarının cumhuriyet bünyesinde kuvvet biriktirebilmesine imkan verdi.
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu (1904-1992), yaşı gereği cumhuriyetin ilk kurucularından olamadı, ancak daha lise öğrencisiyken 1920’den itibaren Meclis kâtibi olarak çalışmalara katkıda bulundu ve Cumhuriyetin ilanına ve kuruluşuna yakından tanık oldu.
1928 yılında Ankara Hukuk Mektebi’ni bitiren Velidedeoğlu, 1929’da Hukuk doktorası yapmak üzere Avrupa’ya gönderildi. İsviçre’de Neuchatel Üniversitesi’nden hukuk doktorası derecesi aldı ve daha sonra da Roma’da iki yıl süreyle Hukuk Fakültesi’nde ceza hukuku derslerini izledi ve bu konuda sertifika aldı. 1934’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde medeni hukuk doçentliğine atanan Velidedeoğlu, 1942’de profesör ve 1948’de de ordinaryüs profesör oldu.
Ord. Prof. Velidedeoğlu’nun beş ciltlik Medeni Hukuk kitabı, 100’e yakın bilimsel makalesi, çeşitli konularda telif eserleri, Almanca ve Fransızca’dan 15 kitap çevirisi ve Avrupa’da çeşitli ülke dergilerinde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. Ayrıca Nutuk’u günümüz diline çevirerek yayınlamıştır. Almanya Karşılaştırmalı Hukuk Derneği’ne de asli üye seçilmiştir.
Ord. Prof. Velidedeoğlu, cumhuriyet hukukunun daha sonraki kuruluş ve gelişme dönemlerinin öncülerindendir. Cumhuriyet yurttaşlarının özgürlük ve eşitlik hukunun geliştirilmesinde hem kuramsal bakımdan, hem de uygulamada önemli görevler üstlenmiş ve hizmetlerde bulunmuştur. Sadece eğitim çalışmalarıyla değil, fakat aynı zamanda yasaların oluşturulması ve ulusun aydınlatılması çabalarıyla da cumhuriyet hukukunun gelişmesinde büyük bir rolü vardır.
1959’da Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ön tasarısını hazırlamış ve bu tasarı daha sonra önemli bir değişiklik yapılmadan yasalaşmıştır. 27 Mayıs döneminde Milli Birlik Komitesi tarafından Anayasa Bilim Komisyonu’na seçilmiş ve hazırladığı Anayasa taslağı Komite’ce bastırılmıştır. 1960 yılının sonunda kurulan Kurucu Meclis’e üye seçilen Velidede-oğlu, bu görevi sırasında da redaksiyon komitesinin başkanı olarak 1961 Anayasası’nın kaleme alınmasında doğrudan görev almıştır.
Ayrıca 1961 Anayasası’nın başlangıç bölümünün yazılmasında, ülkemizdeki demokratik siyasi ortamın oluşması için kaçınılmaz olan yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı gibi ilkelerin belirlenmesinde, Anayasa Mahkemesi’nin, üniversitelerin ve TRT’nin özerkliklerinin yasal teminat altına alınmasında doğrudan katkıları olmuştur. Bu ilkeler bir cumhuriyet rejiminin varlığı ve kalıcılığı için yaşamsal önemdedir. Anayasa’nın her türlü tehdide ve tehlikeye karşı korunmasının halkın bilinçli duyarlılığına emanet edilmiş olması da bu yaklaşımın diğer önemli bir parçasıdır.
Prof. Velidedeoğlu, 1942 yılından, vefat ettiği 1992 yılına kadar 50 yıl boyunca her hafta Cumhuriyet gazetesinde hukuki ve siyasi aydınlatıcı yazılar yazdı.
Cumhuriyetimizi korumanın ve geliştirmenin en büyük güvencelerinden biri, cumhuriyeti doğru olarak kavramanın yanı sıra, onu kuranların eserlerine ve anılarına da sahip çıkmaktır. Cumhuriyetimizin büyük kurucu hukukçularından Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun tarihsel varlığı ve eserleri de en büyük güvencelerimizden biridir. Büyük cumhuriyet hukukçumuzu ölümünün 23. yılında büyük bir saygıyla anıyoruz.
Osman Bahadır