Hastayı aydınlatmak hekimin yükümlülüğü

Hasta; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri...

Hasta; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahiptir. (Hasta Hakları Yönetmeliği Madde 15)

Geçenlerde küçük kızım hastalandı. Hastaneye giderek kızımı muayene ettirdim. Muayene eden hekim bize bazı ilaçlar yazdı. İlaçları eksiksiz kullanmamızı ve bir hafta sonra kontrole gelmemizi söyledi. Hekime teşekkür ederek oradan ayrıldım.

Daha sonra ilaçları almak için her zamanki gibi anlaşmalı olan eczaneye gittim. Eczacı kalfası bir çırpıda ilaçları hazırlayarak bana verdi. ‘Abi üzerine nasıl kullanılacağını yazayım mı’ dedi. Ben de ‘yaz bakalım’ dedim. Sabah, öğle, akşam tok karnına bir kere diye yazdı. İlaçları aldım eve geldim.

İlaçları kullanmaya başladık. Ancak aklıma bir soru takıldı. Tamam sabah, öğle, akşam ama kaç saatte bir alınacak ilaç. Karneyi aldım elime orada 3×1 yazıyor. Bunun sekiz saatte bir alınacağı anlamına geldiğini biliyorum. Yani eczacı kalfasının yazdığı gibi değil. Diyelim ki sabah saat 8’de kahvaltı yapmış olalım. O zaman bir adet ilaç aldık. Öğle yemeğini, saat 12’de yedik. Bir tane de o zaman ilaç aldık. Akşam yemeğini de 6’da yedik. İlacın son dozunu da o zaman aldık. Günlük almamız gereken ilacı aldık mı? Görünüşe göre aldık. Neden görünüşe göre diyorum. Çünkü 8 saat aralıklarla almamız gereken ilacı sabahla öğle arasında 4 saatte, öğle ile akşam arasında ise 6 saatte bir aldık.

Buna göre ilacı hekimin istediği gibi düzenli almamış olduk. Tabiî ki düz bir mantıkla ilacı saatinde almadığımız için de beklenen etkiyi göstermesi mümkün olmayacak. Bu aşamada başka ilaçları kullanmak veya farklı tıbbi tedavilere ihtiyaç ortaya çıkabilecektir.

Şimdi buraya kadar anlattıklarımı biraz şöyle gözden geçirelim. Öncelikle çocuğumu muayene eden hekimin ilaçların nasıl kullanılacağı konusunda beni bilgilendirmesi gerekirdi. Sekiz saatte bir almam gerektiğini bana anlatması gerekirdi. Maalesef birçok hekim, hastaların ya bildiğini düşünerek ya da yoğunluğu bahane ederek reçetesini eline vererek gönderiyor. Bırakın ilaçların nasıl kullanılacağını, teşhisi bile söylemekten geri duruluyor. Burada hastayı bilgilendirme hatta aydınlatma yükümlülüğü hekime aittir. Hekimler bir şekilde hastasının yararını düşünerek mutlaka ilaçların kullanımıyla alakalı kişiyi aydınlatmalı. Hatta geçenlerde Konya’da yapılan ‘Aydınlatılmış Rıza Sempozyumu’nda hukukçular ilaçların yan etkilerinin bile anlatılması gerektiği belirttiler. Örnek olarak da Aspirin verildi. Mide kanaması yapabileceği hastaya anlatılacak ve poliklinik defterine not düşülecek. Burada hukuki bir sorunla karşılaşıldığında ispat yükümlülüğünün hastada değil hekimde olduğu belirtildi.

Sonuç olarak hastanın, hastalığı ile ilgili aydınlatılması gerekiyor. Verilen bilgi sayesinde hem hasta memnun olacak hem de sağlık çalışanı hukuki anlamda korunmuş olacak.

mehmet_kaymakciMehmet Kaymakçı
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Hasta Hakları Şube Müdürü
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Köşe YazılarıSağlık
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

Benzer Konular