Hamile kadınlar genellikle ışıltılı duruşlarıyla bilinir. Maalesef bununla birlikte kendilerini renkten renge sokmaya sebep olacak pek hoş olmayan semptomları da göstermekle ünlüdürler.
Bu dertleri başkalarının da yaşadığını bilmek kısmen rahatlatıcı olsa da, gerçek sonuç baş dönmesi ve beklenmeyen geğirme seansları gibi problemlerin oldukça utanç verici olabileceğidir. Her ne kadar tam kontrol mümkün değilse de, anne adaylarının hamileliğin istenmeyen yan etkilerinin bazılarını hafifletmeye yardımcı olmak adına atabileceği birkaç adım mevcuttur.
Sabah Bulantısı
Birçok kadın için hamileliğin ilk istenmeyen semptomları, baş dönmesi ve kusmadır. Tipik olarak “sabah bulantısı” olarak bahsedilen bu problem, günün diğer vakitlerinde de ortaya çıkabilir.
Hamilelik esnasında belirli hormonların yükselmesi, mide kaslarının gevşemesine ve daha yavaş hazmetmesine sebep olur. Midedeki yiyecek veya asit ekşir ve mide bulantısına sebep olur. Bu durum kusma ile sonuçlanabilir. Birçok kadının bu problemi sabah kalktığında veya belirli yiyecek veya kokular sebebiyle yaşamasının sebebi yani yaygın tetikleyiciler, aşırı yeme veya boş midedir.
Bu semptomları hafifletmenin en iyi yolu, problemlerin kadınların büyük çoğunluğu için geçici olduğunu bilmek ve moralinizi yüksek tutmaktır. Sabah bulantısı tipik olarak hamileliğin 4 ila 8’inci haftaları arasında başlar ve ikinci üç ayın ortalarında genellikle 14 ila I6’ıncı haftalar civarında ortadan kalkar. Küçük, sık öğünler ve hafif yemekler bu konuda size yardımcı olacaktır. Zencefilli ürünler ayrıca semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Doktorlar ayrıca doktorunuzun baş dönmesini durdurmaya yardımcı olmak üzere bileğinizin üzerine bir noktaya basınç uygulayacak elastik bileziklerden kullanmanızı veya B6 vitamini almanızı tavsiye edebileceğini belirtiyorlar.
Gaz (Flatulans)
Sizin de keşfetmiş olabileceğiniz gibi hamilelik boyunca ortaya çıkabilecek tek sindirim sistemi problemi sabah bulantıları olmayacaktır, içinizde hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar hava barındırdığınızı hissedebilirsiniz. Gaz ve şişkinliğin yarattığı rahatsızlıkla başa çıkabilseniz dahi özgür kalmak isteyen bir havanın önüne geçmeniz imkansızdır. Özellikle çalışıyorsanız bunun için ekstra bir çaba sarf etmeniz gerekebilir. Fakat zaman zaman bu gibi şeyler üzerinde hemen hiç kontrol sahibi olamayabilirsiniz.
Çevrenizdeki insanlar her ne kadar hamileliğinizden dolayı konuya anlayışlı yaklaşsa da durum her şeye rağmen utanç verici olabilir. Suçlu her zamanki gibi hormonlar.
Artan progesteron seviyeleri sebebiyle sindirimsel hareketlilik hamilelik boyunca azalır. Sindirim sistemindeki bu yavaşlama yiyeceklerin daha yavaş hazmedilmesine sebep olur. Doğal bakterilerin sindirimsel içerikler üzerinde çalışmak için daha uzun zamanı vardır artık. Bu hazım sürecinin bir parçası da “gaz” üretimidir. Sürecin uzun sürmesi ve hazım sürecinin yavaşlaması daha fazla miktarda gazın oluşması anlamına gelir ki bu da artan oranda geğirme anlamına gelir.
Asit giderici kullanma ve daha kolay hazmedilebilir yiyecekler tüketmek süreci azaltabilir ve daha az gaz oluşmasına sebep olur — ve sonuç olarak daha az geğirmeye.
Birçok kadın ayrıca artan gaz oranından şikayetçidir. Bebek büyüdükçe sindirim borusu sıkışır, daralır ve gazın çıkması için en son noktadan başka hiçbir yer boşluk kalmaz. Karbonatlı içeceklerin ve asit içeren yiyeceklerin tüketiminin en aza indirilmesi tavsiye edilebilir. Ayrıca yediklerinizi not etmeniz, daha sonra hangi yiyeceklerin gaz durumunuzu kötüleştirdiğini anlamanıza yardımcı olacaktır.
İdrar
Bazı anne adayları hamile kadınların daima banyoda yaşaması gerektiğine dair şakaların doğruluk payına sahip olduklarını çok çabuk keşfederler. Fakat tuvalet ve banyoyu çok sık kullanmanın güçlüğü ve rahatsızlığı her şeyden önce oldukça komik olabilir.
Kadınlar iki ana sebeple hamilelikleri boyunca mesanelerini çok daha sık boşaltmaya ihtiyaç duyarlar: Birincisi, birçok kadın daha sağlıklı olmaya çalışır ve daha fazla su içer, ki bu da onların daha sık idrara çıkmasına sebep olur. Ayrıca genişleyen rahim de hamileliğin ilk aşamalarından itibaren mesaneye baskı yapar. Bu sorunla başa çıkmak için hamile kadınların gün boyunca düzenli bir şekilde, özellikle yatmadan önce ve uyanır uyanmaz idrara çıkmaları tavsiye ediliyor.
Bazı kadınlar ayrıca idrar kaçırma problemi de yaşarlar. Daha iyi bir mesane kontrolü sağlamak için doktorlar düzenli olarak Kegel egzersizlerini öneriyor. (Kegel, pelvik taban kaslarına odaklıdır. Bu kaslar sıkıldığında idrarın akışını durdurabilirsiniz. Kegel tekniği konusunda bilginiz yok ise veya emin değilseniz doktorunuza veya fizik terapistinize başvurun.). Ortalama olarak; kasları her defasında 10 saniye kadar sıkmak üzere her gün 5 ila 10 tekrar yapmanız en iyi sonuçları verecektir.
Pelvik tilt (pelvisi hareket ettiren egzersizler) de yararlı olabilir çünkü bunlar da sırtın gerilmesini sağlar ve rahmin mesane üzerindeki baskısını geçici olarak hafifletir. Hatta yogada bu duruşa Kedi İnek Pozu (Cat Cow Posc) adı verilir. F.I ve dizlerinizin üzerinde kalçanız dizlerinizle ve elleriniz de omuzlarınızla aynı hizada olacak şekilde durun. Nefes alırken çenenizi yukarı doğru kaldırın ve karnınızın tam olarak rahatlaması ile sırtınızı yavaş yavaş içeri çekin. Nefes verirken omurganızı tersi yönde eğin, çenenizi göğsünüze doğru getirin. Karın kaslarınızı aşın sıkmadığınızdan ve sıkıştırmadığınızdan emin olun. Yumuşak ve sürekli bir akış halinde bu hareketi 5 ila 10 kez tekrarlayın, her bir harekette doğru nefes alışverişini unutmayın. Setleri günde 2 veya 3 defaya kadar artırabilirsiniz.
Muhtemelen hamilelikle ilgili utanç verici problemlerden kurtulmak için yapabileceğiniz en iyi şey bunların doğal ve geçici olduğunu fark etmektir. Perspektifinizi geliştirerek (ve belki de espri anlayışınızı bir tık yükselterek), 9 ayı ardınızda bırakacak ve bir ebeveyn olarak karşılaşacağınız mücadelelere hazır olacaksınız.
Hamilelik sis örtüsü altında
Hamileliğin çok sayıda fiziksel semptomları mevcut, peki ya psikolojik olanlar? Uzmanlara göre psikolojik semptomlara çok yaygın şekilde rastlanmıyor. Evet hamilelik beyni diye bir şey var. Gerçek sebep bilinmiyor, fakat hamilelik süresince artan oksitosin seviyelerinin bellek yitirme gibi bir etkiye sebep olabileceği ve bunun da unutkanlığa yol açabileceği düşünülüyor. Başka bir yaklaşıma göre ise yalnızca hamilelik üzerine konsantre olma yeteneği sayesinde hamile bir kadın onun için devam eden en önemli tek şeye yani devam eden hamileliğine odaklanıp yalnızca onunla ilgilenmeye başlıyor.
Hamilelik beyni için mevcut herhangi bir tıbbi girişim ve araştırma olmasa da doktorlar güzel ve derin bir gece uykusunun yardımcı olabileceğini belirtiyorlar.
