Egemen Güçler Neden AKP’yi Destekliyor?

AKP’nin kapatılma davasını, kimse sıradan kapatma davası gibi görmesin, yanılır… Kapatmanın, siyasi olduğu gün gibi açıktır. İster kulağınızın üstüne yatın, ister gözünüzü kapatın, bu gerçek değişmeyecektir. Yaşananlar, aslında egemen...

AKP’nin kapatılma davasını, kimse sıradan kapatma davası gibi görmesin, yanılır… Kapatmanın, siyasi olduğu gün gibi açıktır. İster kulağınızın üstüne yatın, ister gözünüzü kapatın, bu gerçek değişmeyecektir.

Yaşananlar, aslında egemen güçlerin kendi içindeki ‘devlete egemen’ olma savaşıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu yüce Atatürk hayata gözlerini yumduktan sonra, sistemli bir şekilde Türkiye; ekonomik, siyasi ve askeri alanda bağımsızlığını kaybetti.

Atatürk’ten sonra ülke geneline dış bağlantılı egemen olan güçler, son 10 yıla kadar etkilerini sürdürdü. Son yaşananlar, iki egemen güç arasında yaşananlardan ibarettir… Mevcut ve bağımlı olan egemen güç, bulunduğu mevziiyi ne pahasına olursa olsun kaybetmek istemiyor.

Son 30 yıldır, devlette hakim olmak isteyen, başka bir egemen güç daha var. Bu güç de, devlet ile halkı bütünleştirerek; ekonomik, siyasi ve askeri alanda Türkiye’nin tam bağımsız olmasını hedeflemektedir.

Hedefini gerçekleştirme tarihi de 2023’tür.

Şimdi, bunun AKP’nin kapatılma davası ile ilgisi olup olmadığını sorabilirsiniz? Açıklayayım; tam bağımsızlığı hedefleyen egemin güçlerin planı üç aşamalı…

Tam bağımlı, yarı bağımlı ve tam bağımsızlık…

Türkiye tam bağımlı yılları son 20 yılda aştı.

Şimdilerde yarı bağımlı olduğumuz son yılları yaşıyoruz. Buradaki en önemli siyasi aktör ise AKP’dir.

2023 vizyonunu ortaya koyan egemen güçlerin AKP’yi tercih etmesinin sebebi de; AKP’nin, Türkiye’nin yakın komşuları ile münasebetini geliştirmesinin yanı sıra, ABD, AB, Türkiye Cumhuriyetleri ve Arap âlemi ile rahat diyalog kurabilmesidir.

AKP’nin son yıllardaki açılımı da bunu göstermektedir. Türkiye, artık direkt ABD merkezli bir politika izlememektedir.Türkiye’de diğer mevcut hiçbir parti böylesi bir geniş yelpazeye de sahip değildir.

Ne CHP ile ne de MHP ile dünyayla entegrasyon sağlamanız mümkün gözükmemektedir. Siyasi saflar bu noktada ikiye ayrılmaktadır. Mevcut egemen güçten yana olan siyasi aktörler ile 2023 vizyonunu benimseyen egemen güçler kıyasıya çatışmaktadır.

AKP’nin kapatılma davası bu açıdan önemlidir.
Bu savaş, mevcut egemen güçlerin zaferi ile sonuçlanırsa, bundan böyle Türkiye’de siyasi partilerin hiçbir önemi kalmayacaktır.

Zira, kim hükümet olursa olsun, isterse sandıktan 99.9 oy ile oranıyla bile çıksa, sisteme egemen olan güçlere selam verdikten sonra koltuğuna oturacak, onların müsaade ettiği kadar demokrat olabilecektir.

Onların müsaade etmediği hiçbir politika geliştirilemeyecektir.

Bu tabloya göre, devlet ile milletin barışması da mümkün gözükmemektedir. siyasi partilerimizin hiçbir şey ifade etmeyecek, vatandaşın A ve B partisine oy vermesi de ülkede bir şeyi değiştirmeyecektir.

Mevcut egemen güçlerin bu savaşı kazanması, bir anlamda ‘Ergenekoncular’ın kazanmasıdır. Öyle bir tablo da çıkarsa, Türkiye hukuk devleti mi yoksa çadır devleti mi olur, tahmin etmek zor değil. Ancak, görünen bu sürecin artık uzun soluklu olmayacağıdır.

5-10 yıl içinde, skor üstünlüğü 2023 vizyonuna sahip olanların eline geçecektir. Ancak, bu süre içinde kaybeden Türkiye olacaktır.

 

Yazar: Ahmet Selim

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Köşe Yazıları
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

Benzer Konular