Halkımızın düğün gibi güzel bir geleneği var – sözler boşuna söylenmedi. İki kişiyi birleştirme geleneği olan aşk, doğal olarak güzeldir, ancak bazen insanlar sadece sevgiyi göstermek için değil, aynı zamanda zenginliklerini de göstermek için düğün yaparlar. Bütün parasını düğüne harcayanlar, kredi kullanırlar vb. Evlendikten sonra borcunu ödemek için değil, düğünün mutlu olmak için yapıldığını anlamalı.
10 yılda bir yüzlerini gören akrabaların neden iki kişinin düğününe davet edildiğini de açıklamak zor. Düğüne gelenler aileye en yakın olan çift olsa ne güzel olurdu. Davet ettiğin 1000 kişiden 300-500’ünü tanımıyorsan bu senin düğünün mü? Davetliler gelinle damadın mutluluğu ve yeniden bir araya gelmesiyle değil de düğün için harcanan parayla, geline alınan yemekle, altınla ilgileniyorsa o misafirlerin düğünde bulunması doğru değildir diye düşünüyorum. Ne yazık ki ülkemizde düğünler “banka mevduatı” olarak kabul ediliyor . Birinin düğününe gitmek onun ilerde düğününe gelmek olduğu için burada samimiyet kaybolur.
Bu kadar eleştiriden sonra, “Peki ya düğünler?” Soru ortaya çıkar. Kişi düğünde kendini özgür, rahat ve mutlu hissetmelidir. Senin yanında kendini rahat hisseden o insanlar, en yakınları, sevdikleri düğünde olmalı. Az insan, çok mutluluk. Sizin karşılayamayacağınız 1000 kişilik lüks bir düğün yerine sade, samimi bir ortamda düğün yapılırsa herkes daha mutlu olacaktır. Büyük, VIP salonlarına gerek yok. Düğününüzü bahar ve yaz aylarında açık havada yaparsanız daha göz alıcı ve akılda kalıcı olacaktır. Çift, düğün için gereksiz şeylere para harcamak yerine bu parayı bir kenara ayırıp birçok ülkeye seyahat edebilir. Seyahatin faydaları düşündüğümden çok daha fazla.
Gerçek şu ki, ebeveyn düğünü kavramını hepimiz biliyoruz, ancak düşünen gençlerin eski, savurgan düğün geleneklerini değiştirebileceğini düşünüyoruz. Bir düğünde en önemli faktör sevgi ve samimiyettir. Diğerleri daha sonra gelir… Mutlu olun!