Kariyerinde müzikte yeni bir pencere açacak iken, hamile kaldığı için tüm konsantresini eşiyle birlikte yaklaşık-2 ay sonra doğacak oğlu Aksel’e veren Goncagül Sunar, şimdilerde hamilelik macerasının keyfini çıkarıyor.
– Bize kariyerinizden ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
GONCAGÜL SUNAR: Doksanların başında, Şahika Tekand Stüdyosu’nda iki yıla yakın eğitim aldıktan sonra, oyunculuk hayatına başladım. Tiyatro ve çeşitli tv dizilerinde ve sinema filmlerinde oynadım, kariyerimi daha çok çoğu oyuncu gibi televizyon belirledi. Akılda kalan birçok dizide oynadım. Bu anlamda kendimi şanslı sayıyorum. Son bir iki yıl içinde aslında uzun zamandır yapmak istediğim müzikle haşır neşir oldum. Gitar çalıyorum ve kendi şarkılarımı yapıyorum. Müzik ve oyunculuğu paralel yürütmek istiyorum. Bu konuda gerçekleştirmek istediğim pek çok şey var. Çok uzun zamandır üzerinde çalıştığım farklı ve çarpıcı bir ses, bir renk getirecek bir albüm ve tabii ki de akılda kalıcı dizi ve filmler…
– Çocuk doğurmaya nasıl karar verdiniz?
G.S.: Yol Arkadaşım dizisinden hemen sonra eşimle planladığımız bir şeydi bu aslında. Ama döndüğümde Temmuz gibi vazgeçip albüme yönelmeye karar vermiştik ki, üstelik görüşmelerde albüm şirketiyle bir sonuca da varmıştık… Ağustos sonu bebeğim geldi… Önce benim zamanım der gibi… Şu anda tamamen ona konsantreyiz…
– Bebeğinizin cinsiyetini öğrendiniz mi? Adını belirlediniz mi?
G.S.: Cinsiyeti erkek. İsmini şimdilik Aksel düşünüyoruz. Aksel Zalma… Kulağa hiç fena gelmiyor.
– Bebek için ve annelik için ne tür hazırlıklar yapıyorsunuz?
G.S.: Eşim bebek bakımından, çocuk yetiştirmeye, bebek oyunlarından, dvd’lere kadar eline ne geçerse bana getiriyor. Beraber hazırlanıyoruz… Sık sık çocuk sahibi arkadaşlarımla konuşuyorum. Aslında hazır olmak gibi bir şeye çok inanmıyorum. Herkes kendi deneyimini kendi yaşıyor, başına geldiğinde sıfırlanıp, yeni ve bilmediğin bir hayata başlıyorsun. Bu uzun bir yol, çocuklu hayat kim bilir nelerle dolu olacak? Ama müthiş birşey olduğu kesin… Heyecan verici… Ayrıca annem muhteşem bu konuda, en şanslı olduğum kısmı bu. Başından beri en büyük destekçim, çok yakın oturuyoruz. Bebekle ilgili pek çok ıvır zıvırı beraber hallettik. Şu an 7 aylık hamileyim, doğuma az kaldı…
– Eşiniz hamileliğiniz sırasında size yardımcı oluyor mu? Hamilelik kurslarına gidiyor musunuz beraber?
G.S.: Tabii ki.. Söylediğim gibi bir kere bol bol konuşuyoruz, beni sakin tutmak ve mutlu etmek için elinden geleni yapıyor. Huzurlu hamilelikle huzurlu çocuklar olurmuş. Buna çok inanıyoruz… Günlerimizi keyifli geçiriyoruz. Yürüyüşler yapıyoruz, güzel müzikler dinliyor, film ve dizilerin dvdTerini seyrediyoruz. Güzel beslenmek ve bolca gülmek, karamsar şeyleri görmezlikten ve duymazlıktan geliyorum. Az TV seyrediyor ve gazete okuyorum.
– Hamileyken çalışmaya devam ediyor musunuz?
G.S.: Hayır… Huzurlu ve risksiz bir hamilelik geçirmek istediğim için işimle ilgili herşeyi şimdilik durdurdum. Cunda’dan döndükten sonra pek çok teklif aldım. Üçüncü ayda beşinci ayda… Ama oyunculuk yapmak diğer işlere benzemiyor. Çok yorucu, uykusuz bırakan, düzenli beslene-mediğin bir iş olduğu için hepsine, durumumu belirtip reddettim. Ama içim rahat, hiçbir şeyde aklım kalmadı. Güzel projeler kaçmıyor, bitmiyor da…
– Hamilelikte ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?
G.S.: ilk üç ay çok bitkin, uykulu, kendine yabancılaşmış bir ruh hali vardı. Ama bu durum çok normalmiş. Vücudun değişime alışması durumu bu… Hiç kusmadım ama bulantılarım oldu. Dördüncü aydan sonra enerjim yerine geldi. Mutluluk yorgunluğun yerini aldı. Genelde rahat bir hamilelik geçiriyorum çok şükür…
– Doğuma eşiniz girecek mi? Onun girmesini istiyor musunuz?
G.S.: Kesinlikle istiyorum, şu anda Epidural Sezaryen düşünüyoruz ve o esnada eşim mutlaka yanımda olacak…
– Doğum sonrasında hayatınız nasıl değişecek hiç düşündünüz mü?
G.S.: Düşünmez miyim?.. Kaygılar ve korkular var elbette. Bebek haliyle ayrı, büyüme ve yetişkin çağında ayrı zorluklar ve sorumluluklar var. Hayatımızı ona göre düzenlemek gerekecek. Eskisinden çok daha programlı bir hayatımızın olması gerekecek. Ama herşeyi kendi akışına bırakmak lazım, hayatı da… Ne kadar kasarsan, o kadar çok olumsuzlukla karşılaşıyorsun. En basiti elini kolunu sallayarak yürümek bile hayal olabiliyor. Artık kucağında yanında minicik bir varlıkla, bu vahşi şehirde eskisinden daha dikkatli olmak gerekiyor. En çok bunu düşünüyorum, ama yaşadığımız Anadolu yakası çok daha huzurlu çocuk için… Allahtan, bazı yerleri sayfiye yeri gibi… Bir sürü park var ve bu da beni rahatlatıyor…
– Bebeğiniz olduktan sonra onu büyütmek için iş hayatınıza ara verecek misiniz?
G.S.: Bunu aslında kafamda tam olarak belirleyemedim, zaman gösterecek. Emzirme dönemi boyunca çalışmayı düşünmüyorum… Sonrasını bilemiyorum, altı aydan sonra da olabilir üç aydan sonra da… Belki de bir yılı bulur, dediğim gibi zaman ve şartlar gösterecek bunu…
– Bebeğinizin geleceği için plan yapmaya başladınız mı?
G.S.: Öncelikle sağlıklı dünyaya gelmiş bir bebek, herşe-yiyle normal bir çocuk olsun. Başka bir şey düşünemiyorum… İyi bir eğitimi olsun, müziğe yeteneği olsun gibi hayallerde var tabi, ama öncelikle sağlığı…
– Anne adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
G.S.: Mümkün olduğunca sakin olmaları, soğuk kanlı, olumlu olmalarını tavsiye ederim… Mutlu ve olumlu olmaktan korkmasınlar, derin nefes alıp versinler. Bol bol yürüsünler, güneşin oksijenin tadını çıkarsınlar. Karnındaki bebeklerine dokunsunlar, onunla konuşsunlar… Bebeklerin hissettiklerine eminim… Çünkü, sinirli oldukları zamanlarda bile, mesela trafikte filan bebeğe sen bunları duyma, herşey çok güzel gibi telkinler yapılabilir. Çünkü ben yaptım… Herşey bebekle paylaşılmalı ve herşeyin tadı çıkarılmalı… Hamilelik çok özel bir serüven, 9 aylık bir macera çünkü…
