Devrimin Çocukları

Yıllarını sürgünde geçiren bir ilk eş, farklı kadınlardan ‘kabile’ boyu çocuklar. Ann Louise Bardach’ın kitabı ‘Without Fidel’, Fidel Castro’nun bilinmeyen özel hayatını gözler önüne seriyor. Dedikodu, (beyzbol ve seksle...

Yıllarını sürgünde geçiren bir ilk eş, farklı kadınlardan ‘kabile’ boyu çocuklar. Ann Louise Bardach’ın kitabı ‘Without Fidel’, Fidel Castro’nun bilinmeyen özel hayatını gözler önüne seriyor.

Fidel Castro’nun bilinmeyen özel hayatı

Dedikodu, (beyzbol ve seksle birlikte) Küba’nın geleneksel meşgalesi. Fakat Castro’nun özel hayatı hakkında konuşmak sürgünü göze almak demek. Kardeşi Juanita bana 2002 yılında “Özel hayatı konusunda her zaman çok kapalıdır” diye anlatmıştı. “Babamla Fidel’in karakterleri birbirlerine çok benziyor.” Castro’nun özel hayatı o kadar yasaklı bir konu ki, 2003’e kadar devlet televizyonu, Talk dergisi konu etmeden önce, beş çocuğunun annesi ve hayat arkadaşı Dalia Soto del Valle’den bir kere bile bahsetmemişti.

Ann Louise Bardach’ın kitabı Without FidelMedya ve halkla ilişkiler konularında usta olan Castro, kendisi ve ülkesi hakkında çıkan her haberi kaçırmadan okuyor.

Babası Ángel, çok çalışmanın yanında, hızlı da yaşıyordu. İki çocuğunun annesi María Argota ile evliyken, gözünü henüz ergenliğe girmiş hizmetçisi Lina Ruz’a dikmişti. Lina’dan da yedi çocuk sahibi oldu. Üçüncü çocuk Fidel doğduğunda Lina ve Ángel evli değildi. Sadakatsizlik, Küba için şeker kamışı kadar temsili bir şey. Ángel Castro uzun yıllar boyunca başarıyla iki aileyi idare etti. Hatta uzun bir dönem iki aile bir arada Ángel’in geniş plantasyonunda yaşadı. Lina’nın çocukları küçük evlerden birinde büyüdüler.

Ángel’in ara sıra başka randevuları da oluyordu. Hatta bunlardan biri sonucu Fidel’in bir erkek kardeşi daha olduğu South Florida Sun-Sentinel tarafından duyurulmuştu. Castro’nun Martin adındaki, kendinden dört yaş küçük, Raul’dan iki yaş büyük üvey kardeşi, Don Ángel için çalışan bir ırgattan olmuştu. Manzanillo yerlisi Eduardo Santiago’ya göre “Oriente’nin küçük kirli sırrı”, çoklu evlilikler ya da başka bir deyişle poligamiydi. 20’nci yüzyılın ilk yarısında, kırsalda, “Como esta la mujer?”, “Karın nasıl?” sorusu, başka bir soruyla yanıtlanıyordu: “Cual de ellas?”,

“Hangisi?”

Fidel Castro da babasının yolunu izledi. Beş çocuğunun annesi ilk eşinden sonra ikinci evliliğini yaptı. Bu sırada daha önemsiz ilişkiler arasında dolaşıp, birkaç gayri meşru varis sahibi de oldu. Castro’ya, 1993’te Vanity Fair dergisi için yaptığım röportajda kaç çocuğu olduğunu sorduğumda duraksadı. Sonra esrarlı bir gülümsemeyle, “Casi un tribo” dedi; neredeyse bir kabile kadar. Abartmıyordu. En az dokuz çocuğu vardı; çoğu da erkek. En büyük oğlu, ilk karısı Myrta Diaz-Balart’tan olan Fidelito ve Soto del Valle’den olan beş oğlunun yanında, Fidel’in başka ilişkilerden olan en az üç çocuğu daha var.

bardach and fidel

Bardach ve Fidel

Resmi kayıtlara göre, Castro 1980’e kadar Dalia Soto del Valle ile evlenmedi. Hatta, nomenklatura üyelerinden bazılarının iddiasına göre hiçbir zaman evlenmedi. Yazar Achy Obejas’ın gözlemine göre, Dalia’ya bu yüzden ‘la mujer de Fidel’ (Fidel’in kadını) deniyordu. “Hiçbir zaman ‘La esposa’ (eş) olarak anılmadı. Unutmamak gerekir ki, Küba kültüründe önemli olan birinci eş olmaktır, ikinci ya da üçüncü değil.”

Tuhaf bir biçimde, Fidel, Dalia’dan olan oğullarının hepsine ‘A’ harfi ile başlayan isimler vermişti. Üç büyük oğluna, narsist bir patlama sonucu, Fidel’in devrim mücadelesini anlatan isimler verilmişti. Alejandro, Castro’nun Büyük İskender (Alexander the Great) takıntısının bir yansımasıydı. İki küçük oğlu, Alejandro ve Ángel de babasının ardından isimlendirilmişti.

Pek ilgili, şefkatli bir baba sayılmasa da, Fidel’in gözü uzaktan da olsa sürekli büyüyen klanının üstünde oldu. Çocuklarından maddi yardımı esirgemediği gibi, her zaman işlerinin yaver gitmesi için özel dikkat gösterdi. Fakat, ayrıcalıkların gösterişli tezahürlerine, aşırı tüketime ve ihmalkârlığa tahammülü yoktu. Fidelito, Küba’nın nükleer enerji programını yönetemeyince, Castro onu kovdurdu. “İstifa söz konusu değil” diye açıkladı sonrasında.

“Beceriksizliği yüzünden kovuldu. Burada monarşi yok.”

GAYRİMEŞRU ÇOCUKLAR KLANI

Ann Louise Bardach

Ann Louise Bardach

Fidel Castro’nun, 1955’te hapisten çıktıktan kısa bir süre sonra tanıştığı María Laborde adındaki hayranından da bir oğlu oldu. 1956’da dünyaya gelen, nazik, alçakgönüllü Jorge Angel Castro Laborde şu anda kendi çocuklarıyla sakin bir hayat sürüyor. Fidel’in olduğu varsayılan başka çocuklar da var. Fakat bunların hiçbiri, kendisi ya da hükümet tarafından onaylanmadı. 1980’deki ölümüne dek, Fidel’in en yakın yoldaşlarından biri olan Celia Sanchez’e göre, 1960’ların başında, kısa süreli bir ilişkiden Fidel’in bir oğlu daha olmuştu. Onun da ismi Alejandro’ydu, ama Dalia’nınkinden farklı kılmak için, saygıdeğer devrim şehidi Ciro Redondo’dan türetilen Ciro lakabı takılmıştı. Onunla aynı okula giden arkadaşlarından biri Ciro’nun, parlak yeşil gözlerini, diğer Castro kardeşlerin koyu tenini anlatırken, ‘film yıldızı gibi yakışıklı’ sözlerini kullanıyordu. 2007’de bir Küba istihbarat ilticacısı Miami’de çıktığı televizyon programında, Castro’nun önemli bir hükümet görevlisinin eşinden de bir çocuğu olduğunu iddia etti. Söylediğine göre, Abraham Masiques’in karısı Roxana Rodriguez’in Castro’dan 1970’de doğan Fito adında bir oğlu vardı.

2002’de Juanita Castro’yla konuştuğumda bana, Fidel’in, Santa Clara’da bir kadından 1950’lerde doğan Francisca (Panchita) Pupa adında bir kızı olduğunu ve şu anda Miami’de yaşadığını anlattı. Bir aile dostu da olayı, “Fidel’in üvey kardeşi Lidia ve Raúl, Küba’dayken ona baktılar” diye anlatıyordu. “Ama kız hiçbir zaman ailenin içine giremedi.” 1998’de Pupa’ya Miami’ye gitme izni verildi.

Kızları arasında en ünlülerinden biri de, aristokrat güzel Natalia Revuelta’dan olan Alina Fernández. 2003’te Küba’dan kaçan Fernández, Fidel’in gayrimeşru çocuğu olmakla ilgili öfkeli bir anı kitabı yazdı. Ama Celia Sanchez ve Juanita’nın da içinde bulunduğu Castro klanı üyeleri, Fidel’in çocukluğunda maddi yardımda bulunmasına rağmen, Alina’nın öz kızı olmayabileceği yönünde cevap vermekte gecikmediler. Castro’nun, arka planda kalıp, ateşli bir şekilde devrimi destekleyen Revuelta’nın babalık iddiasına karşı çıkmaya gerek duymadığını söylediler.

Aile meseleleriyle ilgili ihtiyatlı olan Castro’nun, hayatından geçen kadınların hiçbiri ilişkilerini konuşmaya, reklamını yapmaya yeltenmedi. Böyle ilişkilerden biri de Venezüellalı gazeteci Isa Dobles’ti. 1980’lerde Küba televizyonunda kendi talk show’unu sunan Dobles’in her akşam ‘Fidel ile satranç maçı yaptığı’ halk arasında bir espri konusuydu. Isa, açık sözlülüğü ve dobralığıyla bilinse de, asla bir intikam kitabı yazmadı.

İLK AŞK
Ama kişisel ve politik servetine en güçlü etkiyi yapan ilişki, ilk eşi ve ilk oğlunun annesi Myrta Díaz-Balart ile olandı. 1946’da Havana Üniversitesi’nde tanıştıkları andan itibaren tutku, siyaset ve çatışmayla örülü bir ilişkileri oldu. Castro-Díaz-Balart çiftinin 1955’te ayrılmalarının ardından iki aile arasındaki zehirli çekişme, yarım yüzyıllık Küba-ABD satrancında kilit rol oynadı.

Güzel felsefe öğrencisi Myrta, siyasette güçlü bir ailenin kızıydı. Babası Rafael, United Fruit Company’yi temsil eden, sıkı bağlantıları olan bir avukattı. Aile dostu Albay Fulgencio Batista 1952’deki darbeyle kontrolü ele geçirdiğinde, Myrta’nın babası ve aynı isimdeki ağabeyi Rafael, hükümetin önemli mevkilerinde görevler edinmişlerdi. Batista’nın darbesine kadar, genç Rafael, Castro’nun sadık dostlarından biri olmuştu. Hatta Myrta’yı Fidel’le tanıştıran, balayında çifte eşlik eden de oydu.

Castro, Batista hükümetine saldırılarını başlattığında, Myrta, kocasını desteklemek için ailesiyle bağını kopardı. Ama karısının, ağabeyinden küçük bir devlet maaşı aldığını keşfeden Fidel, bunu gururuna yediremedi ve ona sırt çevirdi. 1954’te hapishaneden bir dostuna şu satırları yazdı: “Kayınbiraderimi düelloya davet etmeye hazırım. Karımın itibarı ve bir devrimci olarak benim onurum söz konusu. Hiç tereddüt etme: Öcünü al ve acımasız ol. Böylesi bir hakareti kaldırmaktansa bin kere öldürülmeyi tercih ederim!”

1959’da Batista’yı devirip, iktidarı ele geçirmesinin ardından Fidelito’nun vesayetini de aldı. Bu sırada, Myrta yeni ailesiyle birlikte Madrid’e sürgüne gönderildi. Çocukluk arkadaşı Barbara Walker Gordon’ın anlattığına göre Myrta, Fidelito’yu Küba’dan çıkarmayı çok istiyordu.

Fidelito, üniversiteyi Sovyetler Birliği’nde okudu. Fizik doktorasıyla mezun olduktan sonra, hükümete bağlı bir bilim adamı olarak sık seyahat ediyordu. Bu dönemde Myrta, Avrupa seyahatleri sırasında fırsat buldukça oğlunu ziyaret ediyordu. Aynı zamanda, Havana’ya sessiz, gizli ziyaretler yapmaya da başlamıştı. Ama bu ziyaretler, baba-oğul Küba’nın nükleer enerji programı konusunda anlaşmazlığa düşmeleriyle birlikte son buldu. 1999’da, Myrta Barbara Gordon’a üzülerek, sekiz yıldır oğlunu göremediğini anlattı. Telefonla, mektuplarla görüşseler de Myrta’nın içinde acı bir hasret vardı. Fakat 2000 yılında, Raúl Castro, gururlu ağabeyi, Myrta ve o dönemde Küba Bilim Akademisi’nde yeni bir araştırma görevine getirilen Fidelito arasında arabuluculuk yaptı. Myrta 2007’de ikinci kocası öldükten sonra zamanının çoğunu Küba’da geçirmeye başlamıştı. Raúl’un ayarladığı Batı Havana’daki huzurlu evde kalıyordu.

Myrta’nın ziyaretleri, Florida siyaset arenasında önemli noktalara gelmiş Díaz-Balart ailesini öfkelendiriyordu. Öte yandan, Myrta’nın Küba’ya dönüşü Fidel’i neşelendirmişti. Sonuçta o, Castro’nun ilk aşkıydı, tabii bir de Miami’deki akrabalarının başına dert açması da keyif vericiydi. Castro ailesinin mahremiyet politikasını çiğneyen, ender bir durum, 2008 yılında düzenlenen Nanoteknoloji zirvesinde gerçekleşti. Küba, Myrta’nın Fidelito’yla birlikte göz alıcı bir fotoğrafını yayımladı. Castro’nun metreslerinden biri, “O Fidel’in hayatının en büyük tutkusuydu” diyor. Başka bir dostu da bir akşam yemeği sırasında anlattığı rüyayı anımsıyor. Rüyada Fidel, Myrta’ya çok benzeyen bir prensesle beraber. Arkadaşı o gün emin olduğunu söylüyor: “Myrta onun hayatının aşkıydı, çünkü o gençliğinin tek sevdasıydı.”

*Ann Louise Bardach’ın ‘Without Fidel’ adlı son kitabından, yazarın ve yayınevinin özel izniyle kullanılmıştır.

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
KitapKültür&SanatPolitik
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

*

*

Benzer Konular

  • Michel Welbeck ve Umutsuzluğun Günahı – Julian Barnes

    1998 yılında Paris’te düzenlenen Prix Novembre’nin jüri üyelerinden biriydim; adından da anlaşılacağı üzere edebiyat sezonunun sonunda verilen bir ödüldü. Goncourt jürisi Welbeck’in romanını yanlış anladıktan ve diğer jüriler hatalarını...
  • Patricia Esteban Erles; Oyun

    Patricia Esteban Erles, çağdaş bir İspanyol yazar ve gazetecidir. Kısa öykü yazarı olarak tanınır. Eserleri, Zaragoza Üniversitesi’nin “Kısa Öykü Ödülü”, “XXII Santa Isabel de Aragon Araştırma Ödülü” ve “Dos...
  • Kutzeye’nin Edebiyat Dünyası L. Doktorova

    John Maxwell Kutzeye (d. 1940), 2003 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibidir. Nobel Ödülü’nü dördüncü kez bir Afrikalı, ikinci kez de bir Güney Afrika temsilcisi kazandı. 1991 yılında bu prestijli edebiyat...
  • Fütürist Ne Demek?

    Fütürist, geleceği tahmin etmeye ve analiz etmeye odaklanan bir uzmandır. Fütürizm, geleceğin nasıl şekilleneceğini anlamaya çalışan bir disiplindir ve fütüristler, trendleri inceleyerek, teknolojik gelişmeleri analiz ederek ve toplumsal değişimleri...