Çocukluk korkuları (5-6 yaş)

Sebepsiz korkularla tanışmanın en önemli dönemidir, 6’lı yaşlar. Bu durumla nasıl başa çıkabilirisiniz? İşte size, uzman psikolog Duygu Doğmuş’dan birkaç ipucu Korku gelişimimizin doğal bir parçasıdır. Çocukluk sürecindeki korkular,...

Sebepsiz korkularla tanışmanın en önemli dönemidir, 6’lı yaşlar. Bu durumla nasıl başa çıkabilirisiniz? İşte size, uzman psikolog Duygu Doğmuş’dan birkaç ipucu

Korku gelişimimizin doğal bir parçasıdır. Çocukluk sürecindeki korkular, çevreyi yorumlamamızı ve güven duygusunu geliştirmemizi sağlarken aynı zamanda, tehlikeli durumlardan kaçınmamıza da yardımcı olur. Bebeklik sürecinde çevresini yorumlamaya çalışan çocuk, yeni karşılaştığı her duruma tepki verir. Ani sesler ve yaklaşımlar, çocuğun korkmasına sebep olabilir. En temel korku ise, aileden ayrılma korkusudur.

Çocuğun gelişim süreci boyunca çeşitli korkular yaşaması, doğaldır. Bu korkular, genellikle çocuğun yaşına göre değişkenlik gösterir. 1 ile 2 yaş arası yabancı korkusu. 3 ile U yaş arası banyo korkusu, yıldırım korkusu, saç kestirme korkusu, doktor korkusu ya da karanlık korkusu ortaya çıkabilir. 5 yaş sürecinde, artık korkular daha somut ve gerçekçidir. En çok görülenler, annenin eve dönmeyeceği, karanlık, yaralanma veya hayvan korkusudur. 6 yaş ile birlikte hayalet, kaybolma, fırtına, şimşek, yalnız uyuma, su, ateş, eve gelince anneyi bulamama, kaybetme, başkalarının onu döveceği şeklindeki korkulardır.

KORKULAR NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Anne babanın geri dönmeyeceği, karanlık, kaybetme veya kaybolma korkusu daha çok çocuğun içsel süreçleri ile ilgilidir.

Korkuların oluşmasını sağlayan nedenlerden en genel olanı, yaşanan negatif bir durumdan kaçınmak için çocuğun verdiği tepkidir. Bisiklete binmeyi öğrenmekte olan bir çocuk düşerse, tekrardan bisiklete binmekten korkabilir. Bazen çocuklar şartlı korkular yaşarlar. Bu durumda korkunun sebebini tespit etmek, daha zordur. Köpekle oynamaya başlayan çocuğun o sırada yüksek bir sesten veya ani bir hareketten korkması, ileride köpeklerden korkmasına neden olabilir. Aile ve yakın çevredeki kişilerin hayvan korkusu varsa, çocuk bunu gözlemle öğrenebilir. Çünkü çocuklar, duyguları sadece yaşayarak değil, gözlemleyerek de öğrenebilirler. Örneğin, yüzmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk aynı zamanda annesinin tepkilerini de gözlemler. Annesinin yüzündeki endişe ifadesini yorumlayan çocuk, kendisini tehlike içinde hisseder. Aşırı kollayıcı anneler, çocuklarının düşmesinden, hastalanmasından aşırı korkarak çocuk üzerinde sürekli bir gerginlik duygusu yaratırlar. Çocuk, annenin bu duygu durumundan etkilenerek kaygı üretebilir ve yeni deneyimlere kaygılı bir biçimde yaklaşır veya kaçınır.

Bunların dışında, disiplin kurmak için çocuklara söylenen, “Yemeğini yemezsen ilaç veririm”, “İğneciyi çağırırım bak!” gibi korkutucu tehditlerin, çocuğun psikolojisi üzerinde negatif etkisi olduğunu biliyoruz. Korkular, genellikle çocuğun yaş dönemine göre değişiklik gösterirler. Çocuğun yaş dönemine uygun olmayan korkular, örneğin 6 yaşındaki bir çocuğun hala yabancılardan veya yüksek seslerden korkması, korkunun sabitlendiğini gösterir ve bu konuda bir uzmandan yardım almak daha doğru olur.

NELER YAPMALIYIZ?

Anne babanın geri gelmeme korkusu, çok küçük yaşlarda başlayarak gelişim dönemi boyunca farklı şekillerde görülebilir. Gelişim süreci boyunca aile, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlayan bir koruma alanı oluşturur. Ancak 5 ile 6 yaşlarındaki çocuk, annenin ve babanın koruma alanının dışına çıkmak zorunda kalarak sosyal çevreyle tanışır. Bu süreçte anne babanın geri gelmeyeceği ya da onları kaybetme korkusu ortaya çıkar. Bu noktada ailenin tutumu, çocuğun bu kaygıyı artırmasında önemli etkiye sahiptir. Çocuğun küçük yaşta kendi başına bir şeyler yapmaya başlaması, bazı küçük kararlar alması, kıyafet seçmesi, onun öz güven gelişimi için önemli bir adımdır. Çocuğunuzu kandırmamak, gideceğiniz zaman bunu açıkça söylemek, birazdan dönerim diyerek yalan söylememek ve çocuğun kaygısını beslememek gerekir. Ailenin açık ve tutarlı tutumu, çocuğun kendini daha güvenli hissetmesini sağlayacaktır.

Karanlık korkusu ise, 2 yaşından 6 yaşına kadar çocuklarda sıkça görülebilir. 5 ile 6 yaş arasındaki çocukların hayal güçleri, çok güçlü olduğundan günlük hayatta hayaletlerden, yatağın altındaki yaratıklardan veya karanlıktan korkabilir. Bu korkular, çocuğun suçluluk duygusunun bir yansıması olarak da ortaya çıkabilir. Bu yaratıkların, yapılan hatalardan veya hissedilen yanlış duygulardan dolayı onları cezalandıracaklarından korkabilirler. Çocuk, karanlıkta kontrolü kaybettiğini hisseder ve rahatlamak için ailesinin yanında yatmak ister. Bu durumda çocuğa kızmak ve onu azarlamak doğru değildir. Çocukla birlikte odasına gidip konuşarak onu sakinleştirip uyuyana kadar yanında bir süre kalınabilir. Çocuğun korkuları hakkında konuşmasını cesaretlendirmek, televizyonda korkutucu şeyleri izlemesini sınırlandırmak, karanlıkta mum ışığında eğlenceli ve komik oyunlar oynayarak karanlığa alışmasını sağlamak işlevsel olabilir Ancak karanlıkta sizinle olmak ile yalnız olmak farklıdır. Yalnız olduğu zamanlar kendini nasıl rahatlatabileceği hakkında bilgi vermek, kendini iyi hissettiği bir yer hayal ederek veya kendi kendine “Korkmuyorum, bu sadece karanlık, annem ve babam hemen yan odada, burada beni incitecek hiç bir şey yok” diyerek kendini sakinleştirmeyi öğrenmesi, çok önemli bir adımdır. Bu süreçte ışık oranının kısılıp açılabildiği düğmeleri kullanmak da, size yardımcı olacaktır. Her seferinde ışığı biraz daha kısmak, çocuğunuzun karanlıkta yatmaya uyum sağlamasına yardımcı olacaktır.

Yaralanma, hayvan, doktor veya fırtına gibi korkular, çocuğun dış etkenlerden dolayı duyduğu korkulardır. Çocuğun bu korku verici olaylara tepkisinde, ailenin tutumu çok önemlidir. Çocuklar yeni deneyimlerle dünyayı tanımaya çalışırken, aileler onları mümkün olduğunca cesaretlendirmeli ve güven vermelidir. Ortaya çıkan korkular üzerine konuşmalı, çocuğun korkusunun neden oluştuğunu öğrenmeye çalışmalıdır. “Sen artık bebek değilsin, korkma” gibi tabirler çocuğun korkmasını tedavi etmediği gibi, korkusu hakkında konuşmaktan utanmasına sebep olur. Çocuğa korkmasının doğal olduğunu, bunu ailesiyle paylaşması gerektiğini söylemek ve birlikte korkuyla çalışmak en sağlıklı yaklaşım biçimidir. Her zaman çocuğunuzun korkularını ciddiye almanız ve sabırlı olmanız gerekmektedir. Korkulan şeye, yavaş yavaş alıştırılmalıdır. Çocuğun arkadaş çevresine girerek özgüvenini geliştirmesine imkan sağlanmalıdır.

Çocuğa korkularını yenme konusunda yardımcı olmak için, eskiden korktuğu ancak şimdi korkmadığı şeyler hatırlatılarak bu korkuyu da, aynı şekilde yenebileceği anlatılabilir. Cesur olduğu durumlar desteklenip övülmeli, korkutucu şeyler asla disiplin aracı olarak kullanılmamalıdır. Eğer çocuğunuzun değişken değil de sabit korkuları varsa, yaşadığı korku durumla orantısız bir biçimde büyükse, çocuk açıklamalara veya sabırlı yaklaşımlara rağmen ikna olmuyorsa ve bu durum çocuğun hayatına zarar verici hale geliyorsa, profesyonel bir yardım almak gerekiyor.

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Anne-Çocuk

Benzer Konular