Çocukları cinsel konulardan korumalı mıyız? Aksi taktirde, geleceğin sapıklarını mı yaratmış oluruz? Korumaya çalışırken, çocuklara daha fazla zarar veriyor olmayalım!
İspanya ve İngiltere, beş-altı yaşındaki çocuklara cinselliği anlatmayı tartışıyor. Açıkçası, bir seks terapisti olarak, çocuklarla seks hakkında, mümkün olduğunca erken konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı 35 yaşındaki biri gibi, çocukların da cinsiyeti olduğunu hatırlamamız gerek. Tabii ki çocuklara yetişkin gibi bakılamaz, ama biliyoruz ki, bazı alışkanlıkları küçük yaşta aşılamak lazım. Sadece korumak için değil, ama kendilerini daha iyi tanımalarını öğretmek için, kendilerini kabul etmeleri ve başkalarıyla benzer olduklarını öğrenmeleri için. Çocuklara ve gençlere cinsel eğitim verirken, öğretmenlerin, ailelerin ve hatta pediyatristlerin iş birliği yapması gerek. Okulda bedenlerini tanımayı, evde ise kendilerini kabul etmeyi öğrenebilirler. Üstelik erken yaşta cinsel eğitim verilirse, ileride korunma yöntemleri, prezervatif kullanımı gibi konulardan bahsetmek de kolaylaşacaktır. Bazı aileler, kendileri konudan rahatsız oldukları için, çocuklarına cinsellikten bahsetmek istemiyor. Bu durumda, konuyu çözmeye çalışmamak daha iyi olur, aksi takdirde çocuk da kendini rahatsız hissedebilir ve işler daha da kötüleşebilir. Böyle bir durumda en iyisi, bu işi öğretmenlere veya uzmanlara bırakmak. Cinsel eğitimin püf noktası, problemler ortaya çıkmadan çözüm yöntemi bulmak. Konunun sadece genital organlardan veya cinsel ilişkiden ibaret olmadığını da hatırlamalıyız.
Kimler cinsel eğitim almalı?
Çocuklarla her şeyin konuşulabileceği biliniyor. Çocuklara ölümden de bahsedebiliriz, seksten de. Hiç sorun olmaz. Hatta bunun bir gereklilik olduğunu eklemek istiyorum. Bir çocuk ölüm ya da seks olgusunu anlayabilir. Kaçınmamız gereken şey, onlara ölüm görüntülerini (televizyonda, haberlerde çıkan ölüm resimleri gibi, çok acımasız görüntüleri) ya da seks görüntülerini (pornografik sahneler gibi) göstermek. Maalesef birçok kişi bu kavramları birbirine karıştırıyor. İkisini birbirinden ayıramazsak, korku (her iki konuda da, seks ve ölüm) veya risk (çocuklar seksi sadece pornografi olarak görebilirler; oysa hepimiz pornografinin cinsel gerçeklerle bağdaşmadığını biliyoruz) yaratırız. Çocuklarımızı bu tür görüntülerden korumamız gerektiğini kesinlikle anlıyorum. Ne yazık ki, televizyonlar bu tip programlarla dolu. Ve cinsel eğitim programlarıyla, pornografiye kaçan programların ayrımı da kalın çizgilerle yapılmıyor. Bu da kafaları karıştırıyor. Ben de bu yanlış anlamanın ‘kurbanıyım’. Seks terapisti olarak birçok radyo ve televizyon programıyla iş birliği yapıyorum. Ne yazık ki katıldığım programların çoğu çok geç saatte, yani çocukların yatma saatinden sonra yayınlanıyor. Bu, çocukları uygunsuz içeriklerden (içerikli programlardan) korumak için bir yöntem. Fakat çok aptalca; çünkü benim anlattıklarımın ve katıldığım programların rezilce gösterilerle bir ilgisi yok. Tam tersi. Ama hepsi aynı kefeye konuluyor.
Cinsel eğitim, küçük çocuklar için kesinlikle gerekli. Bu eğitim onlara, cinselliklerini sağlıklı ve sorumlu şekilde geliştirmeleri için gerekenleri sağlayacaktır. Bir öneride bulunmak istiyorum: Cinsel eğitimi, seksin hâlâ gösteri ve kötü bir düşünce olduğunu düşünen bazı sözde yetişkinlere verelim. Eminim, o sınıf ağzına kadar dolu olacaktır.