Aziz Kedi sunar

Bir ara her sanatçı ruh gibi “Beni yalnız bırakın” dediği için üstüne gitmedik, yazılarına ara verdik. Bir ara her sanatçı ruh gibi “Beni yalnız bırakın” dediği için üstüne gitmedik,...
Bir ara her sanatçı ruh gibi “Beni yalnız bırakın” dediği için üstüne gitmedik, yazılarına ara verdik.

Bir ara her sanatçı ruh gibi “Beni yalnız bırakın” dediği için üstüne gitmedik, yazılarına ara verdik. Viyana’daki şatosuna kapanıp inzivaya çekildi. Sonra baktık ki kendine geldi, hemen yapıştık yakasına. Geçen ay Zaytung’lu sayımızda konuk yazar olarak aramıza katılan Aziz Kedi, bundan sonra her ay dergimizde. Sayfalarını yine kahkahalarla hazırladık. Size de şimdiden iyi eğlenceler 🙂

Gezi’nin sembolleri

Siz dergiyi okurken Gezi olaylarının birinci yıldönümünü idrak etmiş olacağız. Giderek artan tansiyonun düdüklü tencereyi patlattığı, bir parkı korumak için başlayan tepkisel eylemlerin tüm ülkeyi sardığı, ölümlerin, yaralanmaların yaşandığı, Türkiye tarihine geçeceği kesin günler yaşadık. Meselenin toplumsal, siyasal ve psikolojik yönlerini tartışmaya ise hâlâ devam ediyoruz. Peki ama Gezi olaylarının sembol figürleri tam bir yıl sonra, bugün ne yapıyorlar? Haber takibinde bir dünya markası olan Tempo, sizler için hepsini tek tek tespit etti.

~

Ekose ceket
Kendisini ilk kez başbakanın olaylar sırasında ziyarete gittiği Tunus’tan dönüşünde, havaalanında görmüştük. Uzmanlar bu ceketin pötikarelerinin birlik, barış ve kardeşliği temsil ettiğini belirtiyorlar. Bir süre sonra Suat Kılıç’a geçen ceket, günümüzde Akhisar Başsavcısı Bekir Şahiner’e intikal etmiş bulunmaktadır.

~

Necati Şaşmaz
Ülkemizi bölmek ve nazar değmesi için daha dikkatli bir metot yolu ile baktıkları ne zamandan beri bu hale geliyorlar da birbirini daha iyi dinlemesi gerekenler kaç defa daha bu güzel ülkemizlerin sağduyu veya herkesi anlamak dururken her kafadan çıkan bu sesleri hak etmek için üstümüze gelen görevleri hızlı gibi yavaş veya slow motion değerlendirmekten bu yana önemli önemsiz her şeyin gerçekten de nedeni bu mudur çizgisinde ürettiği felsefeyi daha da derinleştirdiği düşünülüyor.

~

Unutulmaz Beşli
Gezi olaylarının belki de en çok akılda kalan fotoğraflarından birinin kahramanları. Normal şartlarda bir araya gelmesi hayli güç beş kişi… Biber gazı ve kapsüllerden siper alarak sığındıkları duvar dibinde görüntülendiler. İsmi bilinmeyen 1-3 ve 5 no’lu vatandaşlar bugün deneyimlerini genç eylemcilere aktarmak için sık sık toplanıyor. 2 ve 4’ün akıbetleri ise ne yazık ki belirsiz.

~


Hüseyin Çapkın

Olayları duyduğu an İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bir berjere oturup kaldı. Hâlâ orada oturuyor. Makamından alındıktan sonra yeni görevine de bu berjerle taşındı. Sıvı gıdalarla besleniyor. Gündem kendisine iletilmiyor. 17 Aralık soruşturmasının da kendisine haber verilmediği açıklandı. Sağlık durumu stabil. Hâlâ sessizliğini koruyor.

Hüseyin Avni Mutlu
Ya da kamuoyunda bilinen ismiyle Vali Mutlu. Olayların en başından itibaren mutluluk ve ışık evreninden attığı tvitlerle göz doldurdu. Halkın Gezi Parkı’nı protesto ettiğini sandığı için parkı kapatarak korumaya çalıştığı düşünülüyor. Bir tvitinde “O parka bir şey olursa müzik notalarından damıtılan gökkuşakları midilli yelelerine nasıl değebilir :(” diyerek hassasiyetini belli etti. Bugün Emniyet Genel Müdürü olarak atanabileceğinden söz ediliyor.

~

Suat Kılıç
“Suat Kılıç” demişken Suat Kılıç’ı anmadan geçmek olmaz. Gençlik ve Spor eski Bakanı Kılıç, olaylarla direkt ilgili olmamasına karşın, hafızalarda ‘tribünlerde siyasi slogana son’ hamlesi ve “Olimpiyatlar’ı Gezi’den dolayı kaybettik” çıkışı ile yer buluyor. Kabine dışı kaldıktan sonra ise kendisini gören yok. Yalnızca birkaç ay evvel Tendürek Dağı’nda odunculuk yapan bazı vatandaşlar “Saçı sakalı birbirine girmiş, kareli ceketi yırtık bir adam geldi; ‘Dostlar sporla aranız nasıl?’ dedi; biz ses edince gitti” bilgisini geçtiler. Umudumuz Kılıç’ın sağ ve esen olmasıdır.

Abdullah Gül
Gezi olayları kendisine geçen hafta Çin gezisinde alıştıra alıştıra bildirildi. Haberi alınca başını hızla danışmanına çevirip gözlerini kocaman açtığı söyleniyor. “Yok yok önemli bişey yok” diyen ve ismini gizleyen danışman ise muhabirimize “Daha bunun Soma’sı var off” diyerek dert yandı.

~

Barok Opera Binası
Başbakanın “Topçu Kışlası olarak değil de Barok Opera Binası noktasında bir proje yapalım” açıklaması ile gündeme gelmişti. Opera açlığı çeken vatandaşların tüm itirazlarına karşın hâlâ yapılmadı. Ancak “S.S. Opera Binası Yaptırma ve Yaşatma Derneği” çatısı altında toplanan birçok kişi, yardım ve bağışlarla bu eseri yaptıracaklarını dosta düşmana duyurdular.

~

Mustafa Keser
Bir duvar yazısı olarak karşımıza çıktıktan sonra iyice yayıldı; pankartlarda, internet gruplarında geniş manada sahiplenildi. “Mustaf Keser’in askerleriyiz” sloganı bizzat Mustafa Keser’e sorulduğu zaman “Yav eheh bunlar iyi mi gibi? Tam da yani benim bir ilgim yok. Gençler şey yapmış. Birlik beraberlik” demişti. Olayların yıl dönümü yaklaşırken gerildiği ve sıkıntı yaşadığı söyleniyordu.

~

Kırmızılı Kadın
Kimliği sonradan öğrenilse de herkes onu ‘kırmızılı’ kadın olarak tanıyor. Olayların ilk jenerik karesinde, üstüne biber gazı sıkılırken zarafetle yürüdüğü görülüyordu. Bugünlerde siyah giymeye başladığı duyumları geliyor.

~

Duran Adam
Olayların en yoğun olduğu günlerde AKM’nin önünde kendi halinde durmaya başlayarak müthiş bir etki yarattı. Sayısız destekçi buldu. ‘Duran adama karşı duran adam’lar yarattı. Aradan geçen bir yıl boyunca özellikle Danimarkalı bilim adamlarının yürüttüğü çalışmalar sonucunda duran adamın aslında durmadığı, tıpkı DC Comics’in müthiş hızlı karakteri Flash gibi aslında ışık hızında hareket ettiği anlaşıldı.

Bu figürler dışında, olaylarla ilgisi olan geri kalan herkesin bugün ne yaptığı ise kamuoyu tarafından çıplak gözle takip edilebilmektedir.

~

İhtiyaç sahipleri için çok kısa uluslar tarihi

Hayırlı günler sevgili Tempo okurları. Günümüzde bilginin korkunç bir hızla paylaşıldığı, bu nispette de buhar olup gittiği malum. Hiç kimse hiçbir şeyi derinlemesine öğrenemez oldu. İşte tam bu nedenle bundan böyle her ay elimizden geldiğince ‘İhtiyaç Sahipleri’ serisi yayımlama kararı aldık. Her seferinde farklı bir konuyu uzmanına damıttırarak lüzumsuz saçmalıkları elemek ve en rafine bilgiyi size sunmak gayretindeyiz. Bu ayki konumuz genel dünya uygarlıkları ve bunların tarihlerindeki karanlık dehlizler.

Bökehan Alımlı kimdir?
Tarihçi, araştırmacı, yazar. 1963’te doğdu. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nden atıldı. Ardından Londra Kraliyet Akademisi Tarih Bölümü’nden atıldı. İngiltere’den de atıldıktan sonra yurda döndü ve çalışmalarını burada sürdürdü. Geçtiğimiz ay önce evinden sonra Türk vatandaşlığından atıldı. Yayımlanan kitabı yoktur. Bekâr ve bir yeğen amcasıdır.

~

Hemen konuya giriyorum!

Kızılderililer: Türktürler. Yapılan araştırmalara göre ve bence de bu kesin. Daha çok araştırma olsa daha da kesin olur. Milat civarı 3 yılında Boeing boğazını geçerek Amerika’ya gelmişlerdir. Avcılık, modern dans, atçılık ve yankesicilikle geçinegelirler.

Türkler:
Kızılderilidirler. Orta Asya tezine kesinlikle karşı çıkıyorum. Bunlar Çin uydurmasıdır. Türkler, Hazar Denizi’nin kuzeyi ile Norveç arasında kalan düzlüklerde tarih sahnesine çıkmışlardır. Bu sahneyi milattan önce bir aralar terketmişler, ama 2’nci yüzyılda bis yaparak geri gelmişlerdir. Tarımcılık, atın üstünden ok atma ve siyasetle uğraşırlar. Dürüstlük ve harikalık en önemli özellikleridir.

Almanlar: Kızılderilidirler. Ama tenleri açık sarıya çaldığı için bu hemen anlaşılmaz. Tarihin her günü, her saniyesi Türkleri kıskandıkları açıktır. Selçuklu döneminde Yivli Minare’yi, Osmanlı’da Atmeydanı’nı ve Cumhuriyet’te de üçüncü havaalanını kıskandıklarından dolayı her şeylerini buna göre şey yaparlar. Disiplinli ve tıknaz bir toplumdur. Sağ profilleri daha iyidir.

İngilizler: Fransızdırlar. Bir dünya dili olan İngilizce’yi öğrenmek için yurt dışına giden gençlerin moda etmesiyle İngilizce konuşmaya başlamışlardır. Aslan Yürekli Richard, Shakespeare, Victoria gibi kralları vardır. Bunların Türk düşmanlığı daha Türkler ortada bile yokken başlamış, sağda solda denk geldikleri Çinlilere, Moğollara “Türk bu” diye saldırmışlardır. Koca imparatorluktan çitlenbik kadar adaya gerilemişlerdir. Oh olsun şapşallara!!

İspanyollar:
Katolik veya Protestandırlar. Pasifik Okyanusu daha tam sıvı olmadan, böyle jöle gibi gılbır gılbır iken üstünden bata çıka yürüyerek İber Yarımadası’na ulaşmışlardır. Ama asıl amaçları yarım değil tam bir ada bulmak olduğu için İngilizler’i hep kıskanırlar. Ezeli Türk düşmanıdırlar. Sınır kapıları ve limanlarında “Burslular ve Türkler Giremez” yazan dövizler bulunur. Kızılderili’yi andırırlar en azından.

Romalılar:
Bunların ataları olan Etrüskler’in ataları Türk’tür. Bu nedenle bu cihanşümul imparatorluk atalardan ve Türkler’den nefret eder. Bu durum Türkler’e karşı savunma amaçlı yaptıkları Colleysum’dan bile bellidir. Dünyadaki ilk hipodromu ve havaalanını bunlar yapmıştır. İkincisini Amerika yaptı, üçüncüsünü de biz inşa ediyoruz işte. Durum tarihsel deyimiyle çömlek gibi ortada sayın okuyucular.

Japonlar: Bunlar hakkında uzun yıllar yürüttüğüm araştırmalar neticesinde sağlam bulgulara ulaştım. Bir kere Türk’türler. Ama biraz da Amerikalı’ya çalarlar. Gözler çekik, saçlar sarı: Garabet ortada. Teknolojileri tamamen Türk milletinden çalıntıdır. Hafif raylı sistem ve samuraylı sistemleri vardır. Sayın okuyucularım deminki meslek hayatımda yaptığım ilk espriydi. Umarım beğenirsiniz.

İranlılar: Türktürler. Bitti.

Vikingler: Türk.

Persler:
Türk’ten daha Türktürler.

Hobbitler:
Bunları duyduğumdan beri fellik fellik arıyorum, çıldıracağım, dünyada böyle bir uygarlık olmadığına yemin edebilirim. Fakat nereye baksam Hobbit de Hobbit, bir cücelik özentisi, bir alyanak sevdası. Bunu biri mi uydurmuş nasıl olmuş inanın anlamıyorum. Lakin bunlar Türk olmayacak kadar gevşek, gayrinizami insanlar. Bilime biraz saygı…

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Mizah
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

Benzer Konular

  • İhtiyaç sahipleri için çok kısa resim

    Aralık ayınız aydın, eviniz ılık olsun sevgili Tempo okurları. Kış demek sanat demek, İstanbul Modern demek, galeriler, ülkeye gelen güzel sergiler demek. Arzu etmeyiz ki, eşi dostu alıp bu...
  • TÜRK FUTBOLUNUN KURTULUŞU İÇİN ALTIN ÇÖZÜMLER

    İçinden geçtiğimiz kara dönem futbolla ilgilenen herkesi derinden üzüyor. İçinden geçtiğimiz kara dönem futbolla ilgilenen herkesi derinden üzüyor. Gerek kulüpler düzeyindeki başarısızlıklar, gerek milli takımlar boyutundaki hezimetler, her geçen...
  • İhtiyaç sahipleri için çok kısa felsefe tarihi

    Bu ay da konusunun en büyük uzmanlarından birine sizler için felsefe tarihini rafine ettirdik. Geçen ay başlattığımız ‘İhtiyaç sahipleri’ serisi sizden muazzam bir destek gördü sevgili Tempo okurları. Meğer...
  • Geçen yaz ne yaptığınızı biliyor musunuz?

    Yoksa hafızanız da mı bronzlaştı?!Koskoca bir yaz mevsimini daha cebellezi ettik sevgili okurlar. Kiminiz Alaçatı, Nevşehir, Londra ya da Sarıhanlı Köyü’ne gittiniz, kiminiz ise domat gibi evde yattınız. Olsun,...