Anne olduğunuz andan itibaren çocuğunuz büyüdükçe sorular, sorumluluklar ve endişeler de büyümeye devam eder. Merak etmeyin, çoğu anne ile aynı duygu ve düşünceleri paylaşıyorsunuz.
“Bebeğim uyurken ya nefesi kesilirse”
Bebeğinizi sırt üstü yatırın yastıklarla etrafını kapatın. Yanınızda güvende olacağım düşünerek sakın birlikte uyumayın. Çocuğunuzun bir kere dönmesi bile riski artırabilir.
6 aylık olduğunda ise sadece yanında dinlenebilirsiniz. Yatağına geçirme konusunda tereddütleriniz varsa, bir yaşını doldurmasına karşın hala düzenli nefes alıp alınmadığını kontrol ediyorsanız, aile terapistinizle konuşmanız sizi rahatlatacak tek çıkış yolu olacaktır.
“Bazı kimyasallar (Oyuncak, plastik şişe ve yiyeceklerde bulunan) beni tedirgin ediyor”
Ne kadar süre kullanıldığı ya da ne kadar yediği hiç fark etmez, çocuklarınızı bu çevresel toksinlerden tamamen koruyamazsınız. Fakat önerilerimizi dikkate alarak daha az maruz kalmalarını sağlayabilirsiniz.
- BPA ve PVC’den kaçının: Pet şişelerdeki kimyasallardan en çok etkilenen grup, bebek ve büyüme yaşındaki çocuklardır. Bisphenol A (BPA) içeren şişelerde gözle görülmeyen bir çatlak, BPA’nın suya sızmasına sebep olarak birçok hastalığa da yol açmaktadır. Sterilize edilmiş ya da cam şişeleri tercih ederek hastalık riskini aza indirebilirsiniz. Piyasada satılan bebek ürünlerinin yüzde 95’inde BPA bulunduğunu da belirtmeliyiz. Ayrıca Polvinil kloriir içeren (PVC) içeren oyuncaklardan da çocuklarınızı sakınmak için almadan önce oyuncakları incelemenizi öneririz.
- Organik ürünleri tercih edin: Çocuğunuzu sağlıklı beslemek istiyorsanız, yüksek oranda zararlı atık içeren sebze meyve yerine daha fazla para ödeyerek bunların organiklerini tercih edebilirsiniz. Son dönemlerde zararlarım daha iyi bildiğimiz GDO’lu ürünlerinden sonra organik ürünler giderek artmaya başladı. Ancak bu gelişme bizi yine düşündürerek gerçekten organik mi sorusunu sorduruyor. Bu nedenle ürünleri alırken etiketlerinde “sertifikalı organik ürün” yazmasına ve Tarım Bakanlığından “Organik Tarım” amblemi olup olmadığına dikkat edin..
Düştüğü zaman ona bir şey olmayacağını bilmek için yerlerin yeterli miktarda kumla doldurulduğunu kontrol edin. Beklenmeyen bir düşme durumunda kafasından yaralanırsa; şaşkınlık ve sersemlik, kulağında, burnunda ya da her ikisinde kanama ve tekrar eden kusma hali gibi durumları dikkate alın, ciddi bir durumun habercisi olabilirler. Ayrıca çocuğunuzun nefes alışında bir farklılık veya bilincini kaybettiğini görürseniz zaman kaybetmeden hastaneye gidin.
“Bakıcısını benden çok sevdiğini düşünemiyorum”
Her sabah onu bakıcısına bıraktığınız için suçluluk duymanız normal ama bu düşünceden kurtulmanız daha sağlıklı olacaktır. Sizi, eve geldiğinizde yalnızca bir saatinizi ona ayırdığınızda, kimseyi sevmediği kadar sevecektir. Tüm ilginizi ona vererek ve gün içinde onu ayarak birlikte geçirdiğiniz anları çoğaltabilirsiniz.
“Utangaç çocuğumun ilkokulda arkadaş edinememesinden korkuyorum”
Utangaç olup olmayacağını konuşmak için henüz çok erken. O zamana kadar farklı ortamlara girip yeni insanlarla konuştukça bu çekingenliğini atabilir. Bu durumdan yakınan bir anne olarak bu çekingenliğini atması için ona yardımcı olun. Gözle temas kurmanın önemine dikkat çekin. Onu, akranı olan biri ile tanıştığında güzel ve rahat konuşması için eğitin. Oyun günleri düzenleyin ama bunu arkadaş edinme baskısı oluşturmadan, onun eğlenmesi için yapın. Bir ya da iki arkadaş edinmesi yeterli olacaktır.
“Çocuğum kilolu olursa ne yaparım diye düşünüyorum”
İstatistiklere göre Amerika’da, son üç yıl içinde çocuklarda görülen obezitenin 3 katına çıktığı ve yetişkinlerin 3’te 2’sinin de aşırı kilolu ya da obezite olduğu ortaya konulmuş. Önlem alınmadığı sürece de bu durum böyle devam edecek. Siz de bu problemi önlemek için sağlıklı kahvaltı mönüsünü hazırlamaya başlayın. Araştırmalar, sabahları besleyici gıdalar alan çocukların almayanlara göre beden kitle indeksinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Şekerli meyve suları yerine tatlı ve sağlıklı atıştırmalıkları çocuğunuza verin ve düzenli yemek saatleri oluşturarak siz de onunla birlikte sofraya oturun.
“Çocuğum tırmanma oyuncağından düşecek ve beyin sarsıntısı geçirecek diye aklım çıkıyor”
Her yıl yaklaşık 200 bin çocuk oyun sırasında yaralandıkları için ilk yardıma götürülüyor ve bu yaralanmaları çoğunun düşme sebebiyle getirildiği biliniyor. Ayrıca yüzde 1,5’luk bir oranın da beyin sarsıntısı yaşadığı belirtiliyor. Elbette ki bu yaralanmaların önüne geçebilirsiniz. Oynadığı alanın 6 metreden yüksek olmamasına dikkat edin. Çocukların en iyi şekilde korunduğundan emin olun.
“Bazen sinirlerime hakim olamıyor ve ona bağırıyorum. Sonrada beni sevmez mi diye oturup düşünüyorum”
Bu şekilde davranmanız onu hırçın bir çocuk yapabilir.
Evde gördüğü bu yanlış tutumu okulda sergilemesi ise öğretmenleri ve arkadaşları tarafından hoş karşılanmaz.
Sinirlendiğinizde, sesinizin yükseleceğini hissettiğiniz anda durun ve yumuşak bir tonla yaklaşın.
Gerekirse yalnız kalabileceğiniz bir odaya gidin ve sakinleşmeye çalışın. Ancak yaptığının yanlış olduğunu anlatmaktan kaçınmayın.
Geri geldiğinizde tatlı bir dille onunla konuşmanız, sinirli halinizden daha ikna edici olacaktır.
