225’inci Doğum Gününüzü Kutlayabilirsiniz

Yaşlıların Çoğaldığı Gelecekte Sanal Alemler İnsanın Yaşamını Belirleyecek. Sanal sevgililer, sanal parlamentolar, yaşlılara bakan robot yataklar… Beyne takılan mikroçip yeni bir toplumun ortaya çıkmasına yol açacak. Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji...

Yaşlıların Çoğaldığı Gelecekte Sanal Alemler İnsanın Yaşamını Belirleyecek.

Sanal sevgililer, sanal parlamentolar, yaşlılara bakan robot yataklar… Beyne takılan mikroçip yeni bir toplumun ortaya çıkmasına yol açacak.

Prof. Dr. İsmail Tufan

Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan’ın kaleminden 50 yıl sonra insanlığın hali.

Günaydın, kahvaltınız hazır. Her sabah aynı şeyi işitmekten bıkmış bir halde ağır ağır masaya ilerledi. Bir taraftan dijital gazetesine göz gezdirirken diğer taraftan robot hizmetçinin hazırladığı çayını yudumluyordu. Gazetenin sağ üst köşesinde açılan pencerede bugün, 29 Mart 2063 tarihinde yapacağı işler hatırlatılıyordu kendisine.

Hediye almayı unutmayınız, yarın eşinizin 225. doğum günü.

Zaman ne kadar çabuk geçmişti. 17’nci eşinden ayrıldıktan sonra sözde bir daha hiç evlenmeyecekti ama onu görür görmez âşık olmuş, 187 yaşında yeniden evlilik macerasına atılmıştı. Üç ay sonra da 228’inci doğum gününü kutlayacaktı. Kahvaltıdan sonra hemen banyoya girdi, aynaya baktı, cildinde hafif bir kırışıklık vardı. Nano teknolojisiyle üretilen özel kreminden biraz alarak kırışıklığın üzerine sürdü ve yok oluşunu seyretti. İçinden “Yaşlanıyorum” diye geçirdi. Elbisesini giyer giymez sağlık merkezine bağlandı.

50 yıl sonra emeklilik olmayacak. 24 saat kontrol edilen şeffaf insan, teknolojik diktatörlüğün en iyi model olduğunu düşünecek.

Günaydın, bütün bedensel fonksiyonlarınız ve protezleriniz normal çalışıyor.

Nerede olduğunu merak etmediği, ama diijital elbise sayesinde sürekli irtibat halinde olduğu sağlık merkezinden gelen bu haberle rahatladı ve işine gitmek üzere yola koyuldu. Otomobili hazır bekliyordu, havalandı. Programlı hedefe doğru otomatik pilot harekete geçti. Can sıkıntısıyla bir düğmeye bastı: “Günaydın hayatım, bugün biraz gecikeceğim, alışveriş listesini robota vermeyi unutmasın diye eve hatırlat” dedi. Aslında smart home (akıllı ev) şimdiye kadar hiç unutkanlık yapmamıştı. Bu ev harikaydı, 20 yıldır hiçbir arıza yapmamıştı. Son evliliğinden olan iki çocukla birlikte 16 çocuğun babasıydı. Çocuklarının en genci 41 yaşına basmıştı. İlk mesleği geldi aklına. O zamanlar ne kadar gençti, 50 yaşına bile basmamıştı. Eğitmendi, artık bu meslek tarihe karışmıştı. Dijital okul ve dijital üniversitelerle eğitim evlere taşınmıştı. Dijital eğitmenler dersleri hazırlıyor, sınavları yapıyor ve notları veriyordu.

Yaşlıların çoğaldığı gelecekte sanal âlemler insanın yaşamını belirleyecek

Biz, bu toplumu düşündük, planladık ve yarattık.

Çocuklar, robot arkadaşlarıyla oynuyor, ebeveynler çocuklarını robot dadıya teslim ediyordu. Fakat bu olanaklardan herkes yararlanamıyor diye düşündü. Zengin-fakir uçurumu diyorlar, aslında verimli-verimsiz arasındaki uçurumun derinleştiğini unutuyorlar diye devam etti düşünmeye. Nüfusun yüzde 20’si çalışıyor, diğerlerini besliyor. Tabii ki randımanlıların her türlü imkândan yararlanabilmesi normaldi.

Ne istiyorlar anlayamıyorum, biz çalışıp yüzde 80’i besliyoruz, hâlâ yaranamıyoruz. İşleri güçleri toplumun huzurunu bozmak. Yoksulların bile yaşam süresini uzatmayı başardık. Ne yani 100-150 yaşına erişmek yetmiyor mu?

Dijital Avukat ve Hâkimler

Elli yıl sonra 40 milyonun üzerinde yaşlının yaşayacağı Türkiye’de 8 milyonu uzun yaşamın tadını çıkarırken, 32 milyonu yaşlılığın her türlü dezavantajıyla karşı karşıya kalacak. Üst düzeyde eğitim almış, yüksek gelirli sosyal kesim hayatı boyunca çalışacak. Emeklilik olmayacak. Çalışmaya ve öğrenmeye odaklı bu kesiminin temel kavramı ‘randıman’ olacaktır. Rejimler değişecektir. Demokrasi olmayacaktır. İki kutuplu toplum ortaya çıkacaktır. Teknoloji sayesinde 24 saat kontrol edilen şeffaf insan teknolojik diktörlüğün en iyi toplum modeli olduğunu düşünecektir. Bunu beğenmeyenlere karşı sert önlemlerle karşılık verilecek, evleri hapishaneleri olacaktır. Bedenlerine takılan vericilerle her an nerede oldukları bilinecek. Hukuk siteminde avukatlar, savcılar, hakimler olmayacak. Onların yerine dijital avukat, savcı ve hâkim geçecektir. Ufak bir grup ülkeleri idare edecek. Savaşlar su, enerji ve hammade kaynaklarına erişebilmek için çıkarılacaktır. Fosil enerji kaynakları tükenecek, yenilenebilir enerji kaynakları bunların yerine geçecektir. İklim değişecek, doğal afetler sıklaşacak. Fabrikalarda birkaç kişi çalışacak, tüm işleri ve üretimi robotlar yapacaktır. İnsanın görevi ise robotların arıza yapmadan gece gündüz çalışmalarını sağlamak olacaktır. İhtiyaç kalmadığı için sendikalar da ortadan kalkacaktır. Hekimlere ihtiyaç kalmayacaktır. İnsanlar, tedavisini kendisi yapmak zorunda kalacaktır. Ne yapması gerektiğini ona bir bilgisayar söyleyecek. Anlattıklarımın hayal ürünü olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bunlar şu anda düşünülen ve kısmen teknolojik temelleri atılmış olan gelecek üzerine öngörülerdir. Önümüzdeki 50 yıl içerisinde böyle bir yaşamın ortaya çıkması mümkündür.

Yaşam süresi uzamaya devam edecek, torunlarımız modern dediğimiz teknoloji ile alay edeceklerdir. Akıllı evler, akıllı bürolar, akıllı otomobiller devri uzakta değil. Bilim çoğumuzun farkına varmadığı bu geleceğin tasarımları üzerine tartışıyor. Geleceğin sihirli sözcüğü nano teknolojisi olacaktır. Ancak mikroskop altında görülebilen robotlar insanın hayatını yönlendirecektir.

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
SağlıkYaşam

Benzer Konular