Hasankeyf’ten sonra karşımızda bir kez daha aynı ikilem var.
Bu kez tehdit altında olan, Siirt’in belki de bütün Dicle havzasının kaderini değiştirebilecek Gusir Höyük. Zira kazılarda şimdiden M.Ö. 9000’e tarihlenen yerleşimler, dünyanın en eski oyununa ait taşlar ve Roma limanı bulundu. Ama Ilısu Barajı tamamlandığında, hepsi su altında kalacak.
Doğup büyüdüğüm topraklar, bir başka deyişle ‘öteki Türkiye’ çocukluk yıllarımda eşkiya diyarı olarak anılırdı. Siirt, gözden uzakta, biraz da gönülden uzaktaydı. Sonra durum daha da kötüleşti; bölgenin kaderi terör, gericilik, feodal çarpıklıklar, tefecilik ve göçle çizildi. Bugün kader çizgisinin yönü değişmek üzere. Yeşeren barış bir yana, Eruh ilçesinin Ormanardı köyünde ortaya çıkarılan 11 bin yıllık Gusir Höyük, insanlık tarihinde yerleşik yaşamın en erken evrelerine ışık tutuyor.
Dünya’nın en eski oyunu
İçlerinde en ilginci, Başur Nehri kıyısındaki höyükte metal silahlar, heykel, kap kaçak ve eşsiz çömlek küplerin yanı sıra bulunan, bilinmeyen bir oyuna ait olduğu anlaşılan taşlar. Satrancın atası olarak nitelendirilebilecek 49 adet şekillendirilmiş oyun taşı, domuz, köpek, piramit gibi figürlerden oluşuyor. Karbon testleri sonucu, taşlar M.Ö. 3100 -2900 yıllarına tarihlendiriliyor. Bu oyun, bölgenin kaderi olan savaşların stratejisi için tarihin derinliklerinden bugünlere mesaj niteliği taşıyor adeta. Oyun taşlarının bulunması, Japonya ve ABD’de bazı arkeologları daha derin araştırmalar için şimdiden harekete geçirmiş durumda.
Doğu’nun son limanı
Kazılarda ortaya çıkan veriler, bugün ekonomik olarak az gelişmiş olarak nitelenen Botan Havzası’nın binlerce yıl önce ekonomik olarak çok gelişmiş olduğunu gösteriyor. Modern çağın Siirt’ini çıkmaz sokağa benzetirsem, antik dönemde çok hareketli ve zengin bir ana cadde olduğunu söyleyebilirim.
Belki de ilk yerleşim
Yaklaşık 500 yıllık süre boyunca, aynı yerde birçok köyün kurulduğu anlaşılan Gusir Höyük’te yuvarlak planlı konutlar, özel yapılar ya da dikilitaşlar ile çok sayıda mimari öge de açığa çıkarılıyor. Yerleşmede tarıma alınmış bitki ya da evcilleştirilmiş hayvan kalıntılarına rastlanmamış olması, buranın yerleşik yaşamın en erken evrelerine tarihlendiğini kanıtlıyor.
Büyük tehdit: Ilısu Barajı
Gusir Höyük’te her bulunan, insanlık tarihi açısından daha heyecan verici. Burada herkes hem hızlı, hem canla başla çalışıyor. Çünkü “Barajlar su tutmadan bir an önce kurtarabildiklerimizi kurtaralım” motivasyonu hâkim. Zira Botan bölgesinin kaderini değiştirecek güçteki bu buluntular çok ciddi tehdit altında. Kazı çalışmalarının yürütüldüğü topraklar, Ilısu barajı tamamlandığında sular altında kalacak; baraj burada tufan etkisi yaratacak. Oysa Fırat Havzası’nda yıllardır sürdülen kazılarla ortaya çıkarılan Göbeklitepe, Zeugma gibi olağanüstü ören yerleri ve buluntulardan sonra ilk kez Siirt’te başlayan ve genişletilerek devam ettirilen bu Dicle Havzası kazıları da dünyanın hayranlıkla takip ettiği Anadolu kazılarından olmaya aday.