Memurlarımız

Telefon çaldı, karşımda: Belediye ve Mahalli İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEMBİRSEN) Genel Başkanı Sayın Nadir Abday: “Hocam, memur zamlarının düşüklüğü karşında, bütün memur arkadaşlar umutsuzluk ve perişanlık içinde kıvranıyorlar....

Dr. Haydar DümenTelefon çaldı, karşımda: Belediye ve Mahalli İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEMBİRSEN) Genel Başkanı Sayın Nadir Abday: “Hocam, memur zamlarının düşüklüğü karşında, bütün memur arkadaşlar umutsuzluk ve perişanlık içinde kıvranıyorlar. Bir psikiyatri uzmanısınız, yapacağımız basın toplantısında söyleşimizde bize destek verir misiniz?” dedi. Seve seve kabul ettim.

Gerçekten bir basın ordusu dedikleri şeyi orada gördüm. Benim olduğum bir söyleşide, ne kadar konuyu başka alana çekseniz de, o dönüp dolaşıp cinselliğe geliyor. Toplumu bir ağaç kabul edersek, cinsellik bunun bir dalı ama, ağacın ekonomi, psikoloji, sosyoloji, inanç, tarih ve töreler gibi nice dalları var. Bunların hiç birini ötekisinden soyutlayamayız. Ancak ne var ki, cinsellik dalı olmazsa ağaç olmaz kuralını da unutmayalım.

O gün akşam, tüm televizyonların haber kanalında ben varım. Ertesi günü gazetelerde kimilerinde birinci sayfada, manşet olmak üzere yer almış durumdayım. Bugüne kadar öylesine büyük laflar etmişimdir ki, iki satırlık bir ilgi bile görmemiştir.

Dahası, geçen yıl 96 yaşındaki annem, Uşak’da Yunan zulmünü gördüğünden, bizi bu günlere getiren, Atatürk ile helallaşmak için Ankara’ya gittik, yanında Uşak’da köyümüze yakın bir yerde esir alınan, Yunan komutanı Trikopis’in esir alındığı yerdeki anıttan, bir avuç toprağı Atatürk’ün kabrine götürüp: “Atam, savaşlar acı, gözyaşı ve ölümden başka bir şey getirmiyor. Şu anda iki tarafın da komutanları bu dünyadan göçüp gittiniz. Geleceğin barışlı günleri adına, topraklarınızın biribirlerine karışması için bir umut ve temenniyle ziyaretinize geldim. Hakkını helal et. Sen olmasaydın, ne dinimiz ne namusumuz hiç biri kalmayacatı. Bu dünyada sana dil uzatan ve hakkını yiyenlerin, öteki dünyada yakasına yapışacağım. Bizim yaşadıklarımızı yaşamayanlar seni tam olarak anlayamazlar.” Sözlerini de Anıtkabir defterine yazdık.

O zaman biz bunu basına duyurduk. Büyük ve güzel bir olaydı. Hacca akın akın gidenlerin yanında, 80 yıldır namazını hiç aksatmamış annem de Atatürk ile helallaşmaya gitmiş. Bu konuda televizyonların hiç birinde haber çıkmadı. Ancak ufak tirajlı bir gazetenin iç sayfalarında, 5-10 satırlık bir haber olarak olay kapandı.

Buna çok üzülmüş, Türkiye’nin kargaşalı bir döneminde 96 yaşındaki canlı tarihin o an ki cılız sesini, Türkiye genelinde bir bilinç dalgası gibi dalgalanmasına neden göz yumuldu diye hayıflanmış: “İşte Türkiye’nin gerçek portresi. Eğer annem, o yaşında evlenseydi, bu haber günlerce hem televizyonlarda, hem gazetelerde bıkkınlık getirinceye kadar yayınlanırdı” diye söylendim durdum.

Yukarıda sözünü ettiğim toplantıda, her yönüyle ve her boyutuyla bilimsel mesajlar verdim. Örneğin: “Bu memur maaşları ve zamlarıyla onların çocukları yeterli protein alamayacaklarından, eğitim yarışında ek öğretmenlerle ve dersanelerle donanım kazanamayacaklarından, çocuklarının da gelecekleri ambargo altına alınıyor.” demiştim.

Bunlar bir ölçüde gazetelerde yayınlandı. Ama ağırlıklı olan haber, cinsel konudaki sözlerimin ekseninde dönüyordu. 40 yıldır ettiğim her sözün altına bugün de imza atan biri olarak, Posta Gazetesi’nde yayınlanan, haberini virgülüne dokunmadan sizlere gelecek yazımda aktarıyorum. Okumayanlar, duymayanlar varsa, bir de bu sayfadan okumalarını istiyorum.

Dr. Haydar Dümen

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Köşe Yazıları

Dr. Haydar Dümen sizlere her zamanki gibi en yeni ve en doğru bilgileri veriyor.
    Henüz Yorum Yok

    Cevap bırakın

    *

    *

    Benzer Konular