Ruh eşini arayanların kriterlerinin en başında yer alan cümle ‘kimyaların uyumu’dur. Hemen hemen herkes gerçek aşkın iki insan arasındaki doğru kimyanın birleşmesinden doğacağına inanır.
Onu gördüğünüzde kalbiniz atmaya başlıyor, bacaklarınız titriyor ve deli gibi heyecanlandığınızı hissediyorsanız o kişiye karşı birşeyler hissediyorsunuz demektir. Fakat bazen aşk duygusunu fiziksel çekimle karıştırabiliyoruz.
Sadece fiziksel olarak karşı koyamadığımız bir insana aşık olduğumuzu zannedebiliyoruz ve biraz zaman geçtikten sonra aslında o kişiyle aramızda oluşan tek bağın fiziksel bir boyuttan öteye geçemediğini farkedebiliyoruz.
Karşımızdaki kişiyle aramızda oluşan kimyanın içerdiği gerçek duyguları anlamak için izlediğimiz filmlerde bize yansıtılan aşk tasvirlerinden ya da kitaplarda okuduğumuz romantizmden sıyrılarak kendi içimize dönmemiz gerekir. Karşınızdaki kişiyle aranızdaki bağın boyutunu düşünmeden önce gelin size vereceğimiz birkaç örneğe hep birlikte göz atalım.
İpek 30’lu yaşlarında çekici ve başarılı bir iş kadını. Bir seneden uzun bir süredir kendisini sürekli aldatan ve saygısız davranışlarıyla onu üzen bir adamla beraber. Doğum gününü bile unutan bu adamla beraberliğini sürdüren ve mutsuz bir ilişki sürdürdüğünün altını çizen İpek’e neden bu ilişkiyi bitirmediğini sorduğumuzda bize verdiği cevabı oldukça enteresan bulduk: ‘Sanırım ben harika bir seks doyumunu aşk duygusuyla karıştırdım. Onunla yataktayken aramızda ne kadar farklı bir kimya oluştuğunu düşünüyorum hep. Fakat o bana iyi bir seks yaşantısı dışında hiçbir şey vermiyor. Hatta onunla beraber olduğum için çoğu zaman kendimi kötü hissediyorum’.
Mehmet 40’lı yaşlarında serbest meslek sahibi hoş bir adam. Bir süredir aşık olduğuna inandığı bir kadınla beraber. Kız arkadaşının başka erkeklerle görüştüğünü biliyor ve kendisiyle buluşacağı bazı zamanlarda arayıp işi olduğundan onu görmeye gelemeyeceğini söylemesine ses çıkarmıyor. Peki Mehmet bu insanla neden görüşmeye devam ediyor dersiniz? Gelin bu sorunun cevabını Mehmet’ten alalım: ‘Çok güzel bir kadın ve onunla harika bir cinsel hayatımız var. Aramızda müthiş bir kimya var o yüzden de bende bir bağımlılık yarattı diyebilirim’.
Bu örneklerden de rahatlıkla anlaşılacağı gibi bazen onunla aramızda oluşan fiziksel çekimi aşkla karıştırabiliyoruz. Fiziksel çekim bir ilişki için önemli olan bir aşamadır fakat sağlıklı ve mutlu bir ilişki için bu özelliğin farklı aşamalara dönüşmesi gerekmektedir. Bu noktada farklı aşamaların neler olduğundan biraz bahsetmekte fayda var.
İki kişi arasında oluşan kimyanın fiziksel kısmının yanısıra bir de ruhsal yanı vardır. İki insan birbirini fiziksel olarak beğenebilir fakat ruhların birleşmesi de en az fiziksel yakınlık kadar önemlidir. Ruhların uyuşması iki insanın sevgililiğin yanısıra birlikte eğlenebileceği ve ihtiyaç duyduğunda dertlerini paylaşabileceği bir sırdaş olabilmesiyle gerçekleşir.
Fiziksel çekim genelde biriyle tanıştığımız ilk anlarda ortaya çıkar. Eğer birbiriniz için doğru kişilerseniz aranızdaki kimya zamanla gelişir ve başka değerleri de içine alıp büyümeye devam eder. Size tavsiyemiz birine gerçekten ilgi duymaya başladığınızda kendinizi dinleyin. Ona karşı hissetiklerinizin sadece fiziksel bir yakınlık olmadığına onunla biraz zaman geçirdikten sonra karar verebilirsiniz.
Unutmayın aşk bedenlerin ve ruhların uyumundan doğar.