Geleneğe bu kadar önem verişimiz beni şaşırtıyor. Bizden önceki kuşakların bir şeyi her zaman belirli bir şekilde yapmış olmaları gerçeği, nedense bu davranışı daha değerli, daha kutsal, daha doğru yapıyor.
Geleneğe bu kadar önem verişimiz beni şaşırtıyor. Bizden önceki kuşakların bir şeyi her zaman belirli bir şekilde yapmış olmaları gerçeği, nedense bu davranışı daha değerli, daha kutsal, daha doğru yapıyor. Ama sadece kendi hayatlarımıza bakmamız bile tekrarlanan davranışların her zaman yararlı olmadığını anlamamız için yeterli.
Bu kadar yıldır sigara içiyoruz diye onun yararlarını savunabilir miyiz? Ama o geleneksel! Geleneğin bu şekilde körü körüne takip edilmesi özellikle de iş ruhsallığa gelince beni şaşırtıyor.
Birçoğumuz inançlarımızı bizden önceki kuşakların yaptıklarını temel alarak seçeriz. Bize doğuştan itibaren sunulanlardan farklı olabilecek bir gerçeği aramaya başlayanlarımız bile daha önce birçoklarının geçtiği bir yolu takip etmeyi daha güvenli bulur. Ama ruhaniyet büyümekle ilgilidir; evrimleşmeyle ilgilidir. Daha önce gelmiş olanı bırakmak ve yeni bir gerçek algısını kucaklamakla ilgilidir.
Dahası, statükoya yapışmadan kendi içimizdeki gerçekliği keşfetmekle ilgilidir. Belki bu yüzden bu kadar az kişi farkındalığa ulaşabildi; çünkü anlam arayışımızda bile sürüyü takip etmeyi seçiyoruz; kalp alışılageleni sorgulamaya başladığında bile en fazla kullanılan yola kolayca yeniliyoruz.
Sanırım gelenek bizim kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor; inanışlarımıza geçerlilik ve ağırlık katıyor. Ama inanışlar deneyimin yerini tutamaz ve kendine ait bir ruhsal deneyimin olduğunda başkalarını görüş açına inandırmak ve içsel keşfinin geçerliliğini göstermek için pek ihtiyaç duymazsın.
Ruhsallığı keşfederken, seni rahat ve güvenli hissettireni arama. Kutunun dışına bak: belirsizliğe doğru ilerle. Gerçek keşfi, zaten bilinenin ilerisine geçerek yapabiliriz.
ISHA
Ruhsal Danışman