Anlamakta Zorlandığımız Dil: İstifa

Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan hatta prenses… Hepsi, kendilerini aklamak için görevlerinden istifa etti. Hem de suçlamalar henüz iddia aşamasındayken. Gelin, nelerle suçlandıklarına bakıp, nasıl hareket ettiklerini inceleyip, o ‘dil’i anlamaya...

Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan hatta prenses…

Hepsi, kendilerini aklamak için görevlerinden istifa etti. Hem de suçlamalar henüz iddia aşamasındayken. Gelin, nelerle suçlandıklarına bakıp, nasıl hareket ettiklerini inceleyip, o ‘dil’i anlamaya çalışalım.

“Uzun uzun düşünüp taşındım. Azil gerektirecek bir kabahat bulamadım. O yüzden istifa söz konusu bile değil.”

(Eski ABD Başkanı Richard Nixon’ın azledileceğinin kesinleşmesi üzerine istifasını açıklamadan kısa süre önce yaptığı konuşma.)

‘Gavuristan’da bir yolsuzluk şüphesi yetiyor siyasetçinin oturduğu koltuğu terk etmesine. Ya da siyasi sorumluluk üstleniyorlar doğrudan doğruya, alakalı alakasız (elbette Nixon gibi istisnalar var; ama adı üstünde, istisna). Bizde ise istisna olan istifa. Direnebildikleri kadar direniyorlar. Var bir bildikleri herhalde, ‘tamamen duygusal’ ya da sosyo-psikolojik.

Japonlar, Tokyo Valisi’nin, “Bir kuruş haram yemedim. Masumum ama halkın güvenini kaybettim. O nedenle bu koltukta oturamam” minvalli jet istifa haberinin ‘yolsuzluk operasyonu yorgunu’ Türkiye medyasına nasıl da can kattığını görse şaşırırdı herhalde. “Aa, ne var ki bunda, tabii ki istifa edecek” deyip geçerlerdi.

Evet, olmayınca olmuyor. Ya da bazı şeyler zaman alıyor. Diyeceksiniz ki ömür bitti, ne zamanı… Haklısınız belki de. Bakalım daha nice zaman, istifa kelimesini Türkçe duymayı bekleyecek bu kulaklar. O zamana kadar, ‘ispatlamayan şerefsizdir’le idare edeceğiz artık. O halde ‘adamlar’ı izlemeye devam. İşte birkaçı…

erdal-mart-05

Prenses de mahkemeye çıkar!
Prenses Cristina / İspanya Prensesi
Prenseslikten istifa edilir mi bilinmez tabii ama prensesler de yolsuzlukla suçlanabiliyor. Kimi mi tarif ediyorum? İspanya Kralı Juan Carlos’un kızı Prenses Cristina’yı. Cristina, eşi Inaki Urdangarin’in milyon dolarlık kamu ihaleleriyle ihya edilen kâr-amaçsız vakfından Aizoon adlı bir şirkete para aktarmasına ses çıkarmamakla itham ediliyor. Yani vergi kaçakçılığı ve kara para aklanmasına göz yummakla… ‘Damat’ın soruşturması sürüyor. Prenses ne yaptı dersiniz? Mahkemeye, bir an önce yargıç karşısına çıkıp aklanmak istediğini bildirdi. Bir başka deyişle, ifade tarihini öne çektirdi.

Theodoro Ribera

Bürokratı ceza aldı, o istifa etti
Theodoro Ribera / Şili Adalet Bakanı
Diploma, dolayısıyla da para basan özel bir üniversiteyle ‘akçeli’ bağlantılarından dem vurulmaya başlayınca hiç istememesine rağmen Aralık 2012’de ‘sıcak’ koltuğunu terk etmek zorunda kaldı. “Özel üniversite” deyip geçmeyin. Şili’de hayli kârlı bir iş. “Alakası ne” derseniz, üniversiteler hükümet tarafından ‘tescillendiği’ zaman milyonlarca dolar tutarında hükümet yardımına da hak kazanıyor. Ribera’yı tam da bu ‘tescil’ mekanizmasının merkezindeki bürokratla, Luis Eugenio Diaz’la ‘yakınlığı’ yaktı. Diaz, yolsuzluktan hapis cezasına çarptırılınca Ribera’ya da yol göründü.

Fernando Lorenzo

Başkan istemeden gereğini yaptı
Fernando Lorenzo / Uruguay Ekonomi Bakanı
Uruguay’ın ‘gariban’ devlet başkanı Jose Mujica’nın gözdesiydi Lorenzo. Ta ki, kapatılan havayolu şirketine ait uçakların satışından ‘komisyon’ aldığı iddia edilene kadar. Üstelik başkanın talebini beklemeden, kendi isteğiyle istifayı bastı.

Christian Friis Bach

Seyahat harcamaları istifasını getirdi
Christian Friis Bach / Danimarka Dış Yardımlar Bakanı
Güney Kore merkezli bir çevre örgütünün kabarık seyahat harcamalarının ödenmesindeki sorumluluğu ortaya çıkınca, Kasım 2013’te koltuğundan oldu. Bakan, bir önceki ay mecliste söz konusu harcamaları onaylamadığını söylemişti. Yalan söylediği anlaşılır anlaşılmaz istifasını verdi. İstifa aynı gün işleme konuldu.

Christian Wulff

“Alman halkının güvenini kaybettim”
Christian Wulff / Almanya Cumhurbaşkanı
Önce şaibeli bir kredi kullandığına dair iddialar saçıldı ortalığa. Sonra da konuyla ilgili bir haberi örtbas etmeye çalıştığı. Bitirici darbe ise ‘avanta’larının da basına yansımasıydı. Savcılar, meclisten dokunulmazlığını kaldırılmasını isteyince rezil rüsva olmamak için Şubat 2012’de istifa etti.

Ne mi yapmıştı Wulff? Aşağı Saksonya’nın valisiyken yakın bir arkadaşının eşinden yüklüce bir ‘borç’ almıştı. Bu borcun önünü arkasını araştıran bir haber yayımlamaya hazırlanan Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Bild’in genel yayın yönetmenine haberi durdurması için bağırıp çağırmıştı. İkisini de bir biçimde atlatmayı bildi. Ancak ne zaman ki bir film yapımcısının parasıyla keyif çattığı ortaya çıktı, çekirge üçüncü kez sıçrayamadı.

İstifa konuşmasında “Hiçbir zaman kanunun dışına çıkmadığını” söyleyip “Ama hatalarım oldu” dese de kimseyi ikna edemeyeceğinin farkındaydı. Makamındaki son sözleri şunlardı: “Alman halkının güvenini kaybettim.” Belli ki memleketlisi Robert Bosch’un o meşhur, “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim”  tavsiyesine pek kulak asmamıştı.

Ehud Olmert

“Gidip masumiyetimi kanıtlayacağım”
Ehud Olmert / İsrail Başbakanı
Hem bekleniyordu, hem beklenmiyordu istifası. Aylardır yolsuzlukla suçlanıyordu. Şöyle diyordu veda konuşmasında gazetecilere: “Onurlu ve sorumlu biri olarak kenara çekiliyorum. Sonra da gidip masumiyetimi kanıtlayacağım.” Ve ekliyordu Olmert: “Şunu açıkça söylemeliyim ki, bir başbakanın sıradan biri gibi soruşturulabildiği bir ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum. Polisin işi soruşturmak, savcılığın işi de polise talimat vermektir. Başbakan hukukun üstünde değildir.”

Olmert hakkında çeşitli iddialar vardı. Hepsi de yolsuzluğa çıkıyordu. Tam da dediği gibi soruşturuldu ve yargılanan ilk İsrail başbakanı olarak tarihe geçti Olmert. Dava sonrası para ve tecilli hapis cezası aldı.

Emil Boc

Yolsuzluğun iddiası bile yetti
Emil Boc / Romanya Başbakanı
Şubat 2012’de bakanlarıyla birlikte istifa etti. İki nedeni vardı kararın, ülkedeki sosyo-ekonomik sıkıntılar ve hükümet hakkındaki yolsuzluk iddiaları.

Valdis Dombrovskis

Süpermarketin çatısının çöküşünden kendini sorumlu tuttu
Valdis Dombrovskis / Letonya Başbakanı
Doğrusunu söylemek gerekirse Avrupa standartlarının bile hayli üstünde bir istifaydı onunkisi. Unutmuş olamazsınız. Daha iki ay bile olmadı. Letonya Başbakanı, başkentteki bir süpermarketin çatısı çökünce ‘siyasi sorumluluk’ uğruna istifa etti. Üstelik de ülke tarihinin en uzun süreli başbakanıyken.

Evet, 54 kişi hayatını kaybetmiş, halk küplere binmişti. Ve evet, çökmenin muhtemel sebepleri kötü tasarım, ucuz malzeme ve/veya denetimsizlikti, dolayısıyla siyasi bir sorumlusu vardı. Ama kimse sorumluluk zincirinin ‘ülkeyi iflastan kurtaran kaptan’ gözüyle bakılan başbakana kadar uzandığını ağzına almamıştı.

Yine de bizim anlamakta zorlanacağımız bir dille konuşuyordu Dombrovskis: “Bu trajedi karşısında ülkenin parlamentoda çoğunluğu bulunan ve oluşan durumun altından kalkabilecek bir hükümete ihtiyacı var.” Hal böyle olunca cumhurbaşkanı da, “Ne münasebet, görevine devam et” demedi, anında kabul etti istifayı.

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Kategoriler
Politik
Henüz Yorum Yok

Cevap bırakın

*

*

Benzer Konular